Kimyasal gübre, zirai ve sentetik ilaçların aşırı kullanımı sonucu bozulan doğal dengeyi yeniden tesis etmek ve yeni nesillere yaşanacak bir dünya bırakabilmek adına doğayla uyumlu bir sistem devreye sokulmuştur. Bu durum çevreye dost bir üretim tekniğini gündeme getirmiştir. Böylece klasik tarımdan organik tarıma geçiş başlamıştır. Organik tarım; uygulamaları gelişmiş ülkelerde tüketicilerden ve çevre örgütlerinden gelen iç talebi karşılamaya yönelik, gelişmekte olan ülkelerde ise ithalatçı firmaların talepleri doğrultusunda ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmada, organik tarım uygulamaları sosyo-ekonomik ve çevresel açıdan değerlendirilmiştir. Bu kapsamda elde edilen bulgular küresel anlamda organik tarım piyasasının sürekli büyüdüğünü, toplumların çevreye ve insan sağlığına olan duyarlılıklarının sürekli arttığını ortaya koymaktadır. Organik tarım uygulamaları; çevresel açıdan hava ve iklim değişikliğine, biyoçeşitliliğe, toprak ve su kaynaklarına, verimliliğe, genetiği değiştirilmiş organizmalara, insan sağlığına, gıda güvenliğine, ekolojik hizmetlere ve uzun vadede sürdürülebilirliğe, sosyo-ekonomik açıdan; kırsal alanda işgücü olanaklarına, çalışma ve sağlık koşullarının iyileştirilmesine, kırsal kalkınmanın sağlanmasına, organik pazarlarda üreticilerin kolayca kaynaşmasına, aracıların ortadan kalkmasına, organik tarım yapan işletmelerin turizm imkânlarına sahip olmasına önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu çalışma bağlamında; sosyo- ekonomik açıdan kırsal ve işletme odaklı uygulamalara, çevresel açıdan ise doğal kaynakların kullanımına yönelik uluslararası düzeyde politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tarım Ekonomisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |