Nowadays the preponderant paradigm of economics is regarded as if there weren’t any other ‘economics’ that is to say it is taken as data. This paradigm should be reviewed by following its historical development process with a critical perspective. The modulation from ‘the labour-value theory’ to ‘the utility-value theory’, which the shift of paradigm can be based on, enables such a view. Likewise while ‘the labour-value theory’, which has taken its final shape with Marx, interprets the capital accumulation process by using the concept of ‘plus value’ and, in this sense emphasises that the capitalist system lives on ‘class conflicts’, ‘the utility-value theory’, which is the base of the preponderant paradigm, tries to conceal these conflicts by referring the concept of ‘marginal utility’.
Türkiye 1990–1999 döneminde dış ticaret hacmini iki kat, 2000–2008 döneminde ise dört kat arttırmış bir ülke olarak 2002-2009 arasında Avrupa Birliği ülkeleri ile olan dış ticaret hacmini yaklaşık 3 kat arttırmış bu artış ise ithalat lehine gerçekleşmiştir. 2001 krizi sonrasında Özellikle sanayi sektörüne ilişkin ürünlerin öne çıktığı ticari ilişkilerde hammadde ve tüketim malları daha çok tercih edilmiştir. Ancak bu gelişmelere rağmen Türkiye’nin toplam dış ticareti içinde AB ülkelerinin payı oransal olarak gerilemektedir. Bu gerilemede Türkiye’nin, komşularına yönelik uygulamaya koyduğu “komşularla sıfır problem” politikasının önemli bir rolü olduğu söylenebilir.
Diğer ID | JA75YF54BF |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 1 |
Twitter Google Akademik Academia.edu
@DergisiBilgi Bilgi Dergisi Google Akademik Hesabı Bilgi Dergisi Academia.edu Hesabı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.