Objectives: In this prospective study, we compared primary closure and Karydakis flap repair which has recently proved a popular technique for surgical treatment of pilonidal sinus. Patients and Methods: The study included 48 patients (46 males, 2 females) who were operated on for pilonidal sinus. The patients were randomized to two groups. After sinus excision, 33 patients (group 1) underwent primary closure, and 15 patients (group 2) underwent Karydakis flap surgery. The mean followup was 6.8 months (range 4 to 11 months) in group 1, and 6.2 months (range 3 to 10 months) in group 2. Results: Serous liquid collection and discharge were seen at the site of the lesion in four patients (12.1%) in group 1, and in two patients (13.3%) in group 2. Subcutaneous hematoma was detected in one patient (6.7%) in group 2. During the follow-up period, none of the patients developed wound infection. Recurrences were seen in one patient (3%) in group 1, and in one patient (6.7%) in group 2. Conclusion: Excision and primary closure can be the preferred method for the treatment of pilonidal sinus in selected patients due to its advantages such as ease and simplicity, shorter recovery time, and limited scar formation. Turkish Başlık: Sakrokoksigeal Pilonidal Sinüsün Cerrahi Tedavisinde Karydakis Flep Ameliyatı ile Primer Kapamanın Karşılaştırılması Anahtar Kelimeler: Pilonidal sinüs/cerrahi; cerrahi flep; dikiş tekniği Amaç: Bu prospektif çalışmada, pilonidal sinüsün cerrahi tedavisi için son dönemlerde yaygın kullanılan bir teknik olan Karydakis flep ameliyatı ile primer kapama tekniği karşılaştırıldı. Hastalar ve Yöntemler: Pilonidal sinüs nedeniyle ameliyat edilen 48 hasta (46 erkek, 2 kadın) çalışmaya alındı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Sinüs eksizyonundan sonra 33 hastaya (grup 1) primer kapama, 15 hastaya (grup 2) ise Karydakis flep ameliyatı uygulandı. Ortalama takip süresi grup 1'de 6.8 ay (dağılım 4-11 ay), grup 2'de 6.2 ay (dağılım 3-10 ay) idi. Bulgular: Grup 1'de dört hastada (%12.1), grup 2'de iki hastada (%13.3) yara yerinde seröz sıvı birikimi ve akıntı saptandı. Grup 2'de bir hastada (%6.7) yara yerinde ciltaltı hematom oluştu. Takipler sırasında her iki grupta da hiçbir hastada yara yerinde enfeksiyon görülmezken, grup 1'de bir (%3), grup 2'de yine bir hastada (%6.7) erken dönemde nüks görüldü. Sonuç: Uygulanması diğer yöntemlere göre daha kolay ve basit, iyileşme süresi daha kısa ve skar dokusu daha az olduğundan, eksizyon ve primer kapama yöntemi uygun olgularda tercih edilen bir ameliyat şekli olabilir.
Amaç: Bu prospektif çalışmada, pilonidal sinüsün
cerrahi tedavisi için son dönemlerde yaygın kullanılan
bir teknik olan Karydakis flep ameliyatı ile
primer kapama tekniği karşılaştırıldı.
Hastalar ve Yöntemler: Pilonidal sinüs nedeniyle
ameliyat edilen 48 hasta (46 erkek, 2 kadın)
çalışmaya alındı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Sinüs
eksizyonundan sonra 33 hastaya (grup 1) primer
kapama, 15 hastaya (grup 2) ise Karydakis flep
ameliyatı uygulandı. Ortalama takip süresi grup
1’de 6.8 ay (dağılım 4-11 ay), grup 2’de 6.2 ay
(dağılım 3-10 ay) idi.
Bulgular: Grup 1’de dört hastada (%12.1), grup
2’de iki hastada (%13.3) yara yerinde seröz sıvı
birikimi ve akıntı saptandı. Grup 2’de bir hastada
(%6.7) yara yerinde ciltaltı hematom oluştu.
Takipler sırasında her iki grupta da hiçbir hastada
yara yerinde enfeksiyon görülmezken, grup 1’de
bir (%3), grup 2’de yine bir hastada (%6.7) erken
dönemde nüks görüldü.
Sonuç: Uygulanması diğer yöntemlere göre daha
kolay ve basit, iyileşme süresi daha kısa ve skar
dokusu daha az olduğundan, eksizyon ve primer
kapama yöntemi uygun olgularda tercih edilen bir
ameliyat şekli olabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 2008 Sayı: 2 |