II. Wilhelm’in iktidarı elde etmesi ve sonrasında emperyalizmin artan önemi ile Alman dış politikası, Bismarck döneminin aksine dış ilişkilere ve silahlanma mücadelesine yansıdı. Dünya güçleri ile rekabet edebilmek için Avrupa sınırlarının dışına açılmak ve değişen dünya politikasını Alman donanmasına uygulamak askeri bir strateji olarak benimsendi. Alman milletinin geleceğini denizlerde gören Wilhelm, Donanmada köklü ıslahat programları oluşturuldu. Bu sebeple o küçük boyuttaki deniz stratejilerine dayanan kıyı savunma amacıyla tasarlanan torpido botların aksine dünyanın saygınlığını kazanacak, Alman sömürgelerini savunacak ve açık denizlerde Alman şileplerini koruyacak bir donanma inşası gibi dünya politikası güden bir donanma; yeni Alman dış politikası için vazgeçilmez bir unsurdu. Alman savaş gemilerinin yurtdışındaki yeni harekât tarzlarına ait planlamalar bizzat Wilhelm’in politikası kapsamında tertip edilmekteydi, Wilhelm, yurtdışındaki gemilerin istisna haller dışında savaş durumunda olmasını ve kruvazör savaşına katılmasını emrediyordu. II. Wilhelm’in “Drang Nach Osten” politikası ile yayılmacı bir dış siyaset takip ederek doğuya eğilim göstermesi Almanya'nın bir dünya gücü olarak günden güne güçlenen konumu ile birleşince İngiltere'yi Kral Edward'ın adıyla anılan yeni bir politika başlatmaya teşvik etti. Ancak bu politika Almanların zihninde kışkırtıcı bir etki yarattı. Almanya, Kral Edward'ın etkinliğinde saldırgan bir ruh gördü ve bu sadece Almanya'nın prestijini ve dünya siyasetindeki konumunu daha da sağlamlaştırma ve emperyalizmde ısrar etme kararlılığını güçlendirdi. Eşi benzeri görülmemiş askeri zaferlerin yarattığı ve muazzam bir ekonomik yükselişle daha da artan Alman güç bilinci, İngiltere'nin karşı hamlesinde yeni bir kaynak buldu. Diğer yandan Alman Deniz stratejisinin temeli En büyük deniz gücüne sahip düşmanlara karşı bir savaş durumunda düşmanın tüm vurucu güçlerini Alman Donanmasına karşı yoğunlaştırma derecesinde konumunu tehlikeye atacak kadar tehlikeler içerecekti. Temelde düşman donanması önemli bir güç üstünlüğüyle karşılamayı başarsa bile, güçlü bir Alman filosunun yenilgisi düşmanı öylesine zayıflatacaktı ki, elde edebileceği zafere rağmen, dünyadaki kendi konumu artık yeterli bir filo tarafından güvence altına alınamayacaktı. Açıkça İngilizlerin denizlerdeki üstünlüğüne karşı yöneltilen bu açık dil, 1904’yılından itibaren askeri rekabete zemin hazırlarken iki süper güç arasında Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ile sonuçlanan bir silahlanma yarışına yol açtı. Alman Donanmasının faaliyet göstermesi Alman ve İngiliz rekabetine Cihan Harbine giden yolda kaynaklara ne şekilde yansımıştı? Bu makalede, 1871 ile 1918 yılları arasında Alman donanmasının gelişimi hakkında bilgiler verilerek Donanmanın gelişimine ilişkin beklentiler, hayal kırıklıkları ve bu algılara verilen önemi incelemektedir. Dolayısıyla incelenen dönem, Alman denizcilik politikasının başlangıcını, 1900'lerde Reichsmarineamt'ın yükselişi ve Birinci Dünya Savaşı'nı kapsamaktadır. Çalışma, Donanmadan Sorumlu Devlet Bakanı Alfred v. Tirpitz'in dönemindeki denizcilik tarihini, savunucularının nihayetinde gerçekleştiremeyecekleri bir planlama projesi olarak analiz etmektedir.
II. Wilhelm Tirpitz Alman Donanması Kiel Wilhelmshaven İngiliz Donanması.
With Wilhelm II's rise to power and the increasing importance of imperialism afterwards, German foreign policy, in contrast to the Bismarck period, was reflected in foreign relations and the struggle for armaments. In order to compete with the world powers, it was adopted as a military strategy to expand beyond the borders of Europe and to apply the changing world policy to the German navy. Wilhelm, who saw the future of the German nation in the seas, established radical reform programmes in the Navy. For this reason, unlike the torpedo boats designed for coastal defence based on small-sized naval strategies, a navy pursuing a world policy such as the construction of a navy that would gain the respect of the world, defend German colonies and protect German freighters on the high seas was an indispensable element for the new German foreign policy. The planning of the new mode of operation of German warships abroad was organised in the context of Wilhelm's policy. Wilhelm ordered the ships abroad to be in a state of war and to participate in cruiser warfare, except in exceptional cases. Wilhelm II's policy of ‘Drang Nach Osten’, an expansionist foreign policy with a tendency towards the east, combined with Germany's strengthening position as a world power, encouraged Britain to initiate a new policy named after King Edward. However, this policy had a provocative effect on German minds. Germany saw an aggressive spirit in King Edward's activity and this only strengthened Germany's determination to further consolidate its prestige and position in world politics and to persist in imperialism. The German consciousness of power, created by unprecedented military victories and further enhanced by a tremendous economic upswing, found a new source in the British counter-move On the other hand, the basis of German naval strategy would involve dangers to the extent that in the event of a war against an enemy with the greatest naval power, the enemy would jeopardise its position to the extent of concentrating all its striking forces against the German Navy. In principle, even if the enemy fleet managed to meet it with a considerable superiority in strength, the defeat of a strong German fleet would so weaken the enemy that, despite any victory he might achieve, his own position in the world would no longer be secured by an adequate fleet. This explicit language, clearly directed against British superiority at sea, set the stage for military rivalry from 1904 onwards, leading to an arms race between the two superpowers that culminated in the First World War (1914-1918). How was the activity of the German Navy reflected in the sources of German and British rivalry on the road to the First World War? This article analyses the expectations, disappointments and the importance given to these perceptions by providing information about the development of the German Navy between 1871 and 1918. The period therefore covers the beginnings of German naval policy, the rise of the Reichsmarineamt in the 1900s and the First World War. The study analyses naval history during the reign of Alfred v. Tirpitz, Minister of State for the Navy, as a planning project that its proponents ultimatelyfailedtorealise
Wilhelm II Tirpitz German Navy Kiel Wilhelmshaven British Navy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 2 |