The recent tension between Turkey and Israel cannot be explained by just paying attention to the post-Gaza War debates. Ankara’s denunciation of Israeli state violence for the resolution of its conflicts has been a common feature of bilateral relations and thus it should be seen natural for Turkey to be critical of the Operation Cast Lead. Turkey’s new foreign policy vision that has been in effect since the early 2000s and the political developments in the Middle East in the last decade expose the structural causes of the tension. Bilateral relations are entering into a new period with greater influence of Turkey in regional affairs. In this new period, it is estimated that the relations between Ankara and Tel-Aviv will continue to exist at a lower level.
Gazze Savaşı’nın ardından Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili yapılan
tartışmalar iki ülke arasında yaşanan gerginliği açıklamakta yetersiz
kalmaktadır. Türkiye, İsrail’in şiddet siyasetini geçmişte sürekli protesto
etmiştir. Bu nedenle Ankara’nın Dökme Kurşun Harekâtı’na verdiği tepki
ikili ilişkilerin doğal bir yönü olarak değerlendirilmelidir. Ankara’nın
2000’li yılların başından itibaren uygulamaya çalıştığı yeni dış politika
vizyonuyla bölgede denge siyasetine dönmesi ve bu süre zarfında bölgede
cereyan eden siyasi gelişmeler (Irak Savaşı gibi) gerginliğin yapısal arka
planını ortaya koymaktadır. İkili ilişkiler, Türkiye’nin bölgede etkinleşen
varlığı ile yeni bir döneme girmektedir. Yeni dönemde Türkiye-İsrail
ilişkilerinin daha düşük seviyede seyredeceği zannedilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2010 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 2 Sayı: 2 |