The
Ottoman State also provided tolerance to the minority in education. It also
recognizes minorities that are recognized by Turks and Muslims in opening
educational institutions and continuing their activities. With the conquest of
Istanbul by the Turks, the Greek Cypriots who lost their political freedoms
were entitled to collective living under the control of a spiritual leader
called the Patriarch. Together with the right to life recognized, this
congregation has been given the right to fully exercise freely in religion,
language, customs and customs. The state was exchanging opinions with the
patriarch on every issue. The Patriarch of the Greek people was given the
responsibility to administer the educational and cultural institutions, the
churches and the hospitals. These privileges granted to the people of the
Greeks were later used by the Armenians and Jews. In this context, non-Muslims
under the control of the Empire have the right to open and manage educational
and cultural institutions like Muslims. These educational institutions were
created and supported not by the state but by the wealthy, beneficiaries and
communities like the Turkish-Islamic institutions. Minority schools were built
beside every church, such as the school and the madrasa, beside each glass.
Teaching in schools and schools was done by the teachers, and teaching in the
minority schools was conducted by the priests.
Osmanlı
Devleti hoşgörü anlayışını azınlık kesimine eğitim konusunda da sağlamıştır.
Eğitim ve öğretim kurumlarını açma ve faaliyetlerini sürdürme konusunda Türk ve
Müslümanlara tanıdığı hakları azınlıkları da tanımıştır. İstanbullun Türkler
tarafından fethedilmesiyle birlikte siyasi özgürlüklerini yitiren Rumlara,
Patrik adı verilen bir ruhani liderin kontrolü altında toplu yaşamak kaydıyla
hak tanınmıştır. Tanınan yaşama hakkıyla birlikte bu cemaate din, dil, gelenek
ve göreneklerinde bütünüyle serbest hareket etme hakkı verilmiştir. Devlet her
meselede patrik ile görüş alışverişi yapmaktaydı. Patriğe Rum halkının eğitim
ve kültür kurumlarını, kiliselerini, hastanelerini idare etme mesuliyeti
verilmiştir. Rum halkına verilen bu imtiyazlardan daha sonra Ermeni ve
Yahudilerde yararlanmışlardır. Bu sayede İmparatorluğun kontrolü altında bulunan
gayri Müslimlere de Müslümanlar gibi eğitim ve kültür kuruluşları açma ve yönetme
hakkı sağlamıştır. Bu eğitim öğretim kurumları Türk-İslam kuruluşları gibi
devlet eliyle değil, servet sahipleri, yardımseverler ve cemaatler aracılığıyla
oluşturulmuş ve desteklenmiştir. Her caminin yanında bulundurulan mektep ve
medrese gibi her kilisenin yanında da azınlık okulları inşa edilmiştir. Mektep
ve medreselerde öğretim hocalar tarafından yapıldığı gibi, azınlık
okullarındaki öğretim de papazlar tarafından yürütülüyordu.
Bölüm | AÇIK ERİŞİM POLİTİKASI |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 4 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: ICOMEP 2017 ÖZEL SAYISI |