Tüm sektörlerde yaşanan teknolojik gelişmeler
beraberinde değişimleri de getirmiştir. Özellikle 2000’li yıllardan sonra bu
süreç büyük ivme kazanmıştır. Bu dönem de teknoloji ile birlikte gelişen ekonomik
veriler her alanda olduğu gibi inşaat endüstrisini de etkilemiş ve son yıllarda
özellikle 2000 li yılların son çeyreği içerisinde özellikle inşaat sektöründe
farklı yapılaşmaya geçilmiştir. Bu dönemde geleneksel inşaat malzemeleri
haricinde gelişen teknoloji ile birlikte endüstriyel yapı malzemelerinin
kullanılması ve sonrasında da akıllı konut- ofis – fabrika tasarım ve üretim
sürecine geçilmesi kendi içerisinde de
uzmanlık gerektiren işleri ortaya çıkarmıştır. Yaşanan bu değişim ve
gelişim projelerle birlikte sektörde de farklı bir yapılanmaya geçilmesini
zorunlu hale getirmiştir. Gelişen bu süreç, adına alt yüklenici ( taşeron )
denilen kavramı oluşturmuş , kendi içerisinde gelişip ( TDK ‘ya gore taşeron ;Büyük bir işin bir
bölümünü yaptırmayı, asıl müteahhitten kendi üzerine alan ikinci müteahhit
olarak geçmektedir. )hızlı büyümesine neden olmuştur. Bu dönemde
genel anlamda inşaat endüstrisi içerisinde yer alan ana yüklenici inşaat
firmaları ,aldıkları projelerin büyük bir kısmını
veya farklı bölümlerini karlılık oranları ile piyasa rekabet şartlarını
arttırmak adına parçalayarak veya bir bütün olarak alt yüklenici firmalara
yaptırmaya başladılar. Firmalar bu sayede hem
genel giderlerini hem de olası şantiye risklerini alt yüklenicilerle
paylaşarak kendilerine daha rahat hareket alanları yaratmışlardır. Bu konuda
yapılan bilimsel araştırmalarda da inşaat işlerinin %80-90
oranında alt yüklenici tarafından yapıldığı gözlemlenmiştir. (Hizne-
Tracey ,1994) Dolayısıyla, bu alanda
faaliyet gösteren firmaların taahütlerinin yerine getirilmesinde kazanılan
başarının,doğrudan alt yüklenici firmaların başarılarınada bağlı olduğunu
göstermektedir.İnşaat endüstrisi içerisinde bu derece etki ve öneme sahip olan
alt yüklenicilerin yapılan bu tez çalışmasında, tüm risk faktörleri incelenmiş,
seçim kriterleri belirlenmiştir. Alt yüklenici seçimi ana yükleniciler için
proje başarısı açısından çok stratejik bir öneme sahiptir. Geleneksel( kurumsal
olmayan firmalarda görülür ) alt yüklenici firma seçimi ayrı olmak üzere ,büyük
kurumsal firmalarda gözlemlenen seçim kriterlerinde ise yapısında sayısal ve
sayısal olmayan kriterleri birarada barındıran,çok kriterli bir karar verme
problemi niteliğine sahiptir.
Bu tez çalışmamızda alt yüklenici seçim probleminde
sayısal kriterler ele alınmış, alt yüklenici firmaların seçiminde TOPSİS (
Technique For Order Preference By
Similarity To An Ideal Solution) tekniği
kullanılmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir.
Uygulamada kullanılan TOPSİS ( Technique For Order Preference By Similarity To An
Ideal Solution) yönteminde ise;
Türkiye’de inşaat sektörü alanında ana yüklenici olarak faaliyet gösteren
kurumsal bir inşaat firmasının altyüklenici firma değerlendirme ve seçim
kriterleri uygulanarak ideal çözeme
ulaşma hedeflenmiştir. Tez çalışmamızın
ana amacı ; şantiyelerde yaşanan problemli ve her türlü yoruma açık bu süreci
doğru yönetmek, şantiyede proje yönetim kadrolarının daha objektif karar
almalarına olanak sağlamak ve sahada oluşabilecek hatalı imalatların önüne
geçebilmek adına ilgili oluşabilecek riskleri minimize etmek ve inşaat
maliyetleri, işin süresi ile kalitesi açısından son derece stratejik öneme
sahip alt yüklenici seçimine sayısal verilerle katkı sağlamaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 1 |