According to narrations about the
dialogue between the Prophet (pbuh) and slave woman, the question of the
Prophet “Where is Allah?”, the woman’s answer “In the Sky” and the conclusion
of the Prophet that the woman is a believer constitutes an ontological problem
with regards to designation a place to God.
The Selef thinking accepted this
narration without making an interpretation. The Selefis accepted the statements
about the adjectives of Allah without interpreting them stating that “Allah is
in the sky” doesnot mean that the sky covers God the same way as it covers the
sun, the moon and the other stellar objects.
The other thinkers known as the
possessors of knowledge and wisdom interpreted the narrations and concluded
that it is not even permissible to ask where Allah is. Because this question is
only asked to know the place of an object. Since Allah is away from being an
object, time and space, this narration has to be interpreted.
In the first part of the study, the
transmissions of the hadith and the examination of the isnad are studies. In
this part, the strength of the hadith from the point of view of the
transmission and the text is expored by examining the transmissions and the
texts of the hadiths. In the second part, the way interpreters of hadith who
are scholars of the past and are known as possessors of knowledge and wisdom
have interpreted the hadith is examined. The fact that the hadith "where
is Allah?" which is one of the references of those who attribute place to
God is sound from the view of isnad, makes us focus on the possible interpretations
of the text. In this study, the interpretations about the relevant hadiths will
be explored.
Rivayetlere göre, Hz. Peygamber
(s.a.v.) ile bir cariye arasında geçen diyalogda, Hz. Peygamber (s.a.v.),
cariyeye (أين الله) “Allah nerede?” diye sormakta, buna mukabil cariye, (فِي السَّمَاءِ) “Gökte”
diye cevap vermektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.), cariyenin cevabını onun
mü’min oluşunun bir ispatı olarak değerlendirmesine dair bu rivayet, Allah’a
mekân izafe etme açısından ontolojik bir problem teşkil etmektedir.
Selef ulemâsı, bu tarz rivayetleri
te’vil etmeksizin zahirine hamlederek, kabul cihetine gitmiş ve panteist bir
yaklaşıma düşmemek için de “Allah göktedir” cümlesinin göğün, güneşi, ayı ve
diğer gök cisimlerini kuşattığı gibi Allah’ı da kuşattığı anlamına
gelmeyeceğini belirterek Allah’ın sıfatlarının keyfiyeti konusunda nassları
yorumlamaya gitmeden, olduğu gibi kabul etmişlerdir.
İlim ve hikmet ehli olarak tanımlanan
düşünürler ise, rivayetleri te’vil etme cihetine giderek, Allah için (أين) (nerede?)
sorusunun sorulmasını dahi caiz görmemişlerdir. Çünkü (أين) (nerede?)
sorusu bir cismin yerini öğrenmek için sorulur. Allah cisim olmaktan, zaman ve
mekândan münezzeh olduğu için araştırmada “Allah göktedir” ifadesini içeren
rivayetler, hadis tenkidi açısından değerlendirilmeğe çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Kabul Tarihi | 10 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 1 |