This research explores the interrelations among religiosity, sense of meaning, and life satisfaction. Additionally, it investigates how these variables may vary across different socio-demographic groups. The rationale for adopting a socio-demographic lens stems from the study’s theoretical grounding in social learning theory, which emphasizes the influence of environmental and societal factors on human behavior and well-being. Demography, at its core, addresses the dynamics of human populations-particularly through the lenses of birth, death, and migration. Social demography goes a step further by examining the broader societal, economic, and political implications of these population changes. In this context, sociodemographic variables serve as crucial indicators of individual and collective life conditions. Well-being, a multifaceted concept, is typically divided into objective and subjective dimensions. While objective well-being involves externally measurable conditions, subjective well-being reflects personal experiences of satisfaction and meaning. In this study, religiosity is addressed from the angle of individual experience-understood as personal feelings, beliefs, and inward spiritual orientation. Such internal religiosity is seen as a direct and authentic indicator of one’s religious life. The primary aim of this study is to examine whether individuals’ well-being and religiosity levels vary based on socio-demographic characteristics. The research specifically analyzes how gender, marital status, educational background, economic status, and place of residence relate to these psychological dimensions. A total of 840 individuals participated in the study. Among them, 223 (27.1%) were male, and 617 (72.9%) were female, with participants ranging in age from 18 to 66 years. The average age was calculated as 30.88 years. Data collection relied on quantitative methodology, utilizing structured questionnaires. Convenience sampling was employed to recruit participants. Three established measurement tools were used in the research. The Meaning in Life Scale (originally developed by Steger et al., and adapted to Turkish by Demirdağ and Kalafat) and the Satisfaction with Life Scale (developed by Diener et al.) served to assess subjective well-being. To evaluate religiosity, the Individual Religiosity Scale, adapted into Turkish by Ayten following its development by Zagumny and colleagues, was utilized. According to the findings, no significant gender-based differences were observed in levels of religiosity or well-being. However, marital status did show a notable effect, with married individuals reporting higher scores on both dimensions. Age appeared positively correlated with both well-being and religiosity. Education level, interestingly, demonstrated a dual effect: while well-being increased with educational attainment, religiosity tended to decline. Similarly, improvements in economic status were associated with rises in both religiosity and well-being. No significant differences emerged based on place of residence. Correlation analyses indicated a strong positive relationship between religiosity, meaning in life, and life satisfaction. Regression results further suggested that religiosity significantly predicts both life satisfaction and the presence of meaning in life.
Psychology of Religion Well-being Meaning in Life Life Satisfaction Religiosity.
Bu araştırma, dindarlık, yaşamın anlamı ve yaşam doyumu arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca bu değişkenlerin sosyo-demografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığı da ele alınmaktadır. Çalışmanın sosyal öğrenme kuramı temelli kuramsal çerçevesi nedeniyle, sosyo-demografik bir bakış açısıyla ele alınması uygun görülmüştür. İyi oluş (well-being) kavramı oldukça geniş bir çerçevede değerlendirilebilir ve genellikle nesnel ve öznel olmak üzere iki boyutta ele alınır. Nesnel iyi oluş bireyin dış çevresine ilişkin göstergeleri kapsarken, öznel iyi oluş kişinin yaşamdan aldığı tatmin ve anlam duygusuna odaklanır. Bu çalışmada dindarlık, bireysel deneyim bağlamında ele alınmıştır. Kişinin içsel inançları, duyguları ve manevî yönelimiyle şekillenen bireysel dindarlık, kişinin dini yaşantısını en doğrudan yansıtan biçim olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın temel amacı; bireylerin iyi oluş düzeyleri ile dindarlıklarının, sosyo-demografik değişkenler temelinde anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bu çerçevede cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, ekonomik durum ve yaşanılan yer gibi değişkenlerle ilişkiler incelenmiştir. Araştırmaya toplam 840 kişi katılmıştır. Katılımcıların 223’ü (%27,1) erkek, 617’si (%72,9) kadındır. Yaş aralığı 18 ile 66 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 30,88 olarak hesaplanmıştır. Veriler, nicel araştırma yöntemi kapsamında anket formu aracılığıyla toplanmıştır. Örnekleme sürecinde kolayda örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. İyi oluşu ölçmek amacıyla iki farklı ölçek kullanılmıştır: Yaşamda Anlam Ölçeği (Steger ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş, Türkçeye Demirdağ ve Kalafat tarafından uyarlanmıştır) ile Yaşam Doyumu Ölçeği (Diener ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir). Dindarlık düzeyini belirlemek için ise Zagumny ve arkadaşları tarafından geliştirilen, Türkçeye Ayten tarafından çevrilip geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılan Bireysel Dindarlık Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, cinsiyet değişkenine göre dindarlık ve iyi oluş düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ancak medeni duruma göre anlamlı bir farklılık gözlemlenmiş; evli bireylerin dindarlık ve iyi oluş düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yaş ilerledikçe her iki değişkende de artış gözlemlenmiştir. Eğitim düzeyi arttıkça iyi oluş artarken, dindarlık düzeyinin azaldığı görülmüştür. Ekonomik durumun iyileşmesiyle birlikte hem dindarlık hem de iyi oluş düzeylerinde artış kaydedilmiştir. Yaşanılan yer değişkenine göre ise anlamlı bir fark saptanmamıştır. Korelasyon analizlerine göre dindarlık, yaşamın anlamı ve yaşam doyumu arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Regresyon analizleri ise dindarlığın hem yaşam doyumunu hem de yaşamda anlam bulmayı anlamlı düzeyde yordadığını göstermektedir.
Din psikolojisi iyi oluş Yaşamda anlam hayat memnuniyeti dindarlık
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Din Psikolojisi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 25 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 10 |
Burdur İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.