Bir insanlık suçu olan, orantısız şiddet ve vahşete dayanan soykırım olgusu tarih boyunca karşımıza çıkmıştır. Dünya düzeni bu şekilde devam ettiği takdirde soykırımların bitmeyeceği öngörülebilir. Bu nedenle soykırımı ve soykırımcıyı anlamak şiddet ve vahşete dayalı bu savaşların bir nebze de olsa azalması için bir gerekliliktir. Soykırım uygulayan büyük gruplar ya da uluslar için buna yatkın belli bir kimlikten söz edebilir miyiz? Eğer öyleyse şiddet eğilimli bu toplulukların karakteristik özellikleri nelerdir? Şiddete dayanan bu toplulukların sahip oldukları vahşet duygusunun kökenleri psikolojik anlamda ortaya çıkarılıp analiz edilebilir mi? Bu çalışmanın sıraladığımız soruların tamamına cevap vermek gibi bir iddiası yoktur. Ancak soykırımı ve soykırımcıyı daha özel, spesifik bir bağlamda ele alıp değerlendirmek kısmen de olsa mümkün gözükmektedir. Bu nedenle günümüzde yaşanan ve herkesin şahitlik ettiği bir soykırımı ele alıp incelemenin insanlık için daha faydalı olacağı aşikârdır. Terör devleti İsrail’in 1948’den beri sistematik olarak uyguladığı ve hâlihazırda devam eden Filistin soykırımı 7 Ekim 2023’te Gazze özelinde zirveye çıkmıştır. Bu bağlamda yaklaşık 76 yıldır süregelen sistematik bir soykırımın nasıl meşrulaştırılmaya çalışıldığının bilinmesi önem taşımaktadır. Bu bilgilerden hareketle bu çalışmanın amacı soykırım uygulayan İsrail devletinin soykırımı hangi gerekçelerle işlediğini, şiddet eğilimli bir din ve ırk esasına dayanan Siyonist topluluğun hangi özelliklere sahip olduğunu ortaya koymaya çalışmaktır. Analiz çalışması yapılırken İsrail’in karakteristik özelliklerinin tarihsel süreç içerisinde nasıl biçimlendiği de aktarılacaktır.
Derleme tarzında dizayn edilen çalışmada sırasıyla soykırım ve soykırımın nedenleri işlendikten sonra soykırım uygulamanın psikolojik nedenleri Siyonist İsrail devleti özelinde ele alınıp incelenmiştir. Bu doğrultuda öncelikle Kur’an ve hadislerde Yahudi kişiliğinin nasıl yer aldığı bilgisine yer verilmiştir. Yahudilerdeki şiddet eğiliminin kökenlerinde; seçilmişlik psikolojisi, narsisizm ve kolektif narsisizm, mağduriyet psikolojisi, seçilmiş travma, patolojik liderin varlığı, sürgün, yersiz yurtsuzluk, ezilmişlik ve kölelik psikolojisi, şiddet eğilimi ile patolojik tanrı tasavvurlarının önemli birer etken olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak kendilerini Tanrı’nın seçilmiş topluluğu olarak görmek, Tanrı tarafından kendilerine Filistin’inde içinde bulunduğu vaat edilmiş toprakların verildiğini düşünmek, yaratılan her şey ve herkesin Yahudi topluluğuna hizmet etmek için var olduğu ve gerektiğinde bunların katledilebileceğine inanmak gibi mitolojik öğelere dayanan hastalıklı düşüncelerin bir soykırımcı tablosunu da netleştirmede etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Seçilmişlik, vaat edilmiş topraklar, transfer planı gibi onlarca akıl dışı gerekçelerle Siyonist ideoloji tarafından masum bir milletin yok edilişine tüm dünya tanıklık etmektedir. İnsanların pasif seyirciyi oynadığı, hiçbir hukuk kuralının işlemediği, soykırımın sessizce izlendiği günümüz dünyasında umursamaya, kayıtsız kalmamaya ve merhamete olabildiğince ihtiyaç olduğu aşikardır.
-
-
-
The phenomenon of genocide, defined as a crime against humanity, has been observed throughout history and is characterised by the use of disproportionate violence and brutality. It can be predicted that genocides will not end if the world order continues in this way. Therefore, it is imperative to gain a deeper understanding of genocide and the perpetrators of genocide in order to reduce these wars based on violence and brutality. Can we identify a specific identity that predisposes large groups or nations to commit genocide? If so, what are the characteristics of these violent communities? Can the origins of the sense of brutality of these violent communities be psychologically uncovered and analyzed? It should be noted that this study does not claim to provide definitive answers to all the questions that have been posed. Nevertheless, it appears feasible, though only to a limited extent, to examine and assess genocide and its manifestations within a more specialized and specific context. It is therefore evident that it would be more advantageous for humanity to address and analyse a genocide that is currently taking place and that has been observed by all. The ongoing Palestinian genocide, which has been systematically implemented by the Israeli state since 1948, reached its zenith in Gaza on 7 October 2023. It is crucial to understand how a systematic genocide that has been ongoing for nearly 76 years is attempted to be legitimised. Based on this information, the objective of this study is to elucidate on what grounds the genocidal state of Israel commits genocide and what characteristics this violent Zionist community, based on religion and race, has. While analysing the study, it will also be explained how the characteristic features of Israel have been shaped in the historical process.
The study, which was designed in the style of a compilation, first addressed the genocide and the causes of genocide, before turning to an examination of the psychological reasons for the implementation of genocide in the specific case of the Zionist state of Israel. In this regard, the initial step is to present the information on how the Jewish personality is included in the Qur'an and Hadiths. Subsequently, the origins of the tendency to violence in the Jews are examined, with particular attention to the psychology of chosenness, narcissism and collective narcissism, the psychology of victimhood, chosen trauma, the presence of a pathological leader, exile, homelessness, oppression and slavery psychology, and the tendency to violence in Jews and pathological god imaginations. These factors are identified as being of particular significance in this context. It can be concluded that the presence of sick thoughts based on mythological elements, such as the perception of being God's chosen community, the belief that the promised land, including Palestine, was bestowed upon them by God, the conviction that all and any created entity exists for the benefit of the Jewish community, and the assumption that they can be slaughtered when necessary, serve to elucidate a genocidal picture. The world is bearing witness to the destruction of an innocent nation at the hands of Zionist ideology, which offers a multitude of irrational justifications, including those of chosenness, the promised land, and the transfer plan. In the current global context, where people are passive spectators, where the rule of law is absent, and where genocide is observed with indifference, it is evident that there is a need for care, indifference, and compassion to be exercised as much as possible.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Psikolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: Gazze |
Burdur İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.