Amaç: Bu çalışma menopoz dönemindeki kadınların fitoöstrojen içerikli bazı besinleri tüketme durumuna göre osteoporoz riskleri ve yaşam kaliteleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Bireylere, demografik özellikleri, sağlık durumları ve beslenme alışkanlıkları ve menopozal özellikleri ile ilgili sorular çevrimiçi anket yöntemi kullanılarak uygulanmıştır. Bireylerin 20 fitoöstrojen içerikli besin için besin tüketim sıklığı ve aylık tüketim miktarları alınmıştır. Fitoöstrojen besinler, literatürdeki sınıflandırmaya göre fitoöstrojen alt besin gruplarına ayrılmıştır. Bireylerin osteoporoz riski, Birinci Basamakta Osteoporoz Risk Skalası (BBORS) yaşam kaliteleri Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği (MÖYKÖ) ve depresyon, anskiyete, stres durumları, Depresyon Stres Anksiyete-21 ölçeği (DASS-21) ile değerlendirilmiştir.
Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 52,5±4,86 yıl, menopoz yaşı ortalaması 46,6±4,70 yıl olarak bulunmuştur. Çalışmaya katılan bireylerin beden kütle indeksi (BKİ) ortalaması 25,9±4,35 kg/m²‘dir. Katılımcıların fitoöstrojen besin grupları ile DASS-21 ve BBORS ölçekleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05). Vazomotor alan puanları ile lignan içerikli besinlerin tüketim miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı düşük düzeyde pozitif yönlü bir ilişki saptanmıştır (r=0,275) (p<0,05). Bu çalışmada bireylerin fitoöstrojen içerikli besinlerden lahana tüketiminin MÖYKÖ vazomotor alt alanı ile keten tohumu tüketiminin cinsel alt alan puanı ile yeşil fasulye ve üzüm suyu tüketiminin fiziksel alt alan puanı ile pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r= 0,263, r = 0,215, r= 0,242, r= 0,200, p>0,05). Çalışmaya katılan bireylerin günlük brüksel lahanası tüketim miktarı ile BBORS skalası arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde bir ilişki bulunmuştur (r=-0,278, p<0,01). Çalışmaya katılan bireylerin, BKİ, yaş, ara ve ara öğün sayıları ile BBORS puanı arasındaki ilişki incelendiğinde; istatistiksel olarak anlamlı negatif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Bu çalışmada katılımcıların, MÖYKÖ ve DASS-21 ölçekleri arasında anksiyete ve cinsel alan puanı hariç anlamlı pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur (p<0,05).
Sonuç: Bu çalışmada fitoöstrojen içerikli besinlerin, menopoza yönelik yaşam kalitesini etkileme, osteoporoz riskini azaltma ve depresyon, anksiyete, stres üzerinde anlamlı bir etkisi bulunamamıştır. Fitoöstrojen içerikli besinlerin menopoz semptomlarına etkisi ile ilgili sonuçlar tutarsızdır. Fitoöstrojen içerikli besin sayısının fazlalığı sebebiyle, bu besinleri tüketim durumunun, menopoz semptomları, osteoporoz ve çeşitli hastalıklar ile ilişkisine dair daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Spor ve Beslenme |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 8 Sayı: 2 |