Klasik
şiirimizde söz sanatı mı yoksa bir nazım şekli mi olduğu konusunda muhtelif
görüşler olan elif-nâmeler hem divan hem de halk edebiyatının
müştereklerindendir. Genellikle dinî konularda yazılmakla birlikte, diğer
konularda yazılmış örnekleri de bulunan ve günümüz akrostişlerine benzeyen bu
manzumelerin, Türk şiirinde yüze yakın örneği tespit edilmiştir.Mürettep bir
divanı bulunmayan Melihî'nin, nazire mecmualarında tesadüf ettiğimiz toplam 18
şiirine ve çeşitli tezkirelerde hakkında verilen bilgilere dayanarak, döneminin
önemli şairleri arasında yer aldığını söylemek mümkündür. Ahmet Paşa'nın hocası
ve Fatih sultan Mehmet'in musahibi olan Melihî, ilim yönü oldukça kuvvetli bir
şairdir. Ancak sürdürdüğü derbeder yaşam tarzı, onun şiir dünyasında hak ettiği
yeri alamamasının başlıca nedeni olur. Şairin elimizde bulunan az sayıdaki
şiirleri içinde dikkat çekenlerden biri de elif-nâme şeklindeki gazelidir. Bu
makalede, genel olarak elif-nâmeler hakkında
bilgi verilmiş; 15. yüzyılın kalender mizaçlı şairi Melihî
tanıtılmıştır. Ayrıca Melihî'nin elif-nâme şeklindeki gazeli günümüz Türkçesine
aktarılarak şekil-muhteva özellikleri
açısından incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 4 |