The duty of banks, one of the main actors of the financial system, is to bring together those who supply funds and those who demand funds. In this process, the reliability of the parties directly affects financial market conditions. A trusting financial market fosters good development and advancement; on the other hand, distrustful financial market circumstances cause economic crises, harm societal welfare, and upset macroeconomic balances.
Rapid improvements in communication and information technologies have also had an impact on the banking sector, and banks have evolved into structures that go beyond their traditional deposit-loan operations. This condition has allowed banks to become a part of the global financial system, and because globalization ties country economies, financial volatility may trigger a domino effect in those economies. Considering the crucial role that banks play in the global economy, "trust" is an essential component of these organizations. Parallel to this, the foundation of banking law is trust, which encompasses the banking industry and the laws governing it. Frauds and unethical activities and behaviors will inevitably surface if this atmosphere of trust cannot be created.
This study aims to examine the legal dimension of irregular loan transactions, which are carried out in order to hide fraudulent loans and fraudulent resource usage by bank controlling partners and managers, encountered in lending transactions, which is one of the basic functions of banks, in the light of an exemplary judicial decision, and the findings and recommendations reached as a result of this review. It aims to contribute to the literature by addressing.
Fraudulent credit fraudulent use of resources controlling partners managers irregular lending
Finansal sistemin temel aktörlerinden biri olan bankaların görevi, fon arz edenler ile fon talep edenleri bir araya getirmektir. Bu süreçte tarafların güvenilirlikleri, finansal piyasa koşullarını doğrudan etkilemektedir. Güven ortamının oluştuğu bir finansal piyasa olumlu bir gelişme ve ilerleme kaydetmekte; tam tersi biçimde güvensizliğin hakim olduğu finansal piyasa koşulları ise ekonomik krizleri tetiklemekte, toplum refahını olumsuz etkilemekte ve makroekonomik dengeleri bozmaktadır.
İletişim ve bilgi teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler bankacılık sektörünü de etkilemiş ve bankalar klasik anlamdaki mevduat-kredi fonksiyonlarını aşan bir yapıya bürünmüştür. Bu durum bankaların küresel finansal sistemin bir parçası haline gelmelerini sağlamış, küreselleşmenin ülke ekonomilerini birbirine bağlaması nedeniyle de olası finansal dalgalanmaların ülke ekonomilerinde domino etkisi yaratmasına yol açmıştır. İşte bankaların uluslararası boyuta taşınan ekonomik bakımdan oynadığı bu kilit rolün önemi nedeniyle “güven” unsuru bu kuruluşlar için vazgeçilmez niteliktedir. Buna paralel olarak bankacılık sektörü ve bu sektöre ilişkin hukuki düzenlemeleri içeren bankacılık hukuku da güven unsuru üzerine inşa edilmiştir. Eğer söz konusu güven ortamı sağlanamazsa, hilelerin ve ahlâki olmayan işlem ve uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Bu çalışma, bankaların temel fonksiyonlarından biri olan kredi verme işlemlerinde karşılaşılan, banka hakim ortakları ve yöneticileri tarafından yapılan hileli kredi ve dolanlı kaynak kullanımı işlemlerinin gizlenmesi amacıyla gerçekleştirilen usulsüz kredi işlemlerinin hukuki boyutunu, örnek bir yargı kararı ışığında incelemeyi ve bu inceleme sonucunda ulaşılan tespit ve önerileri ele alarak literatüre katkı sunmayı amaçlamaktadır.
Hileli kredi dolanlı kaynak kullanımı hakim ortaklar yöneticiler usulsüz kredilendirme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Finans ve Yatırım (Diğer) |
Bölüm | Finans ve Bankacılık |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 3 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 |