Uluslararası İlişkilerde tartışmasız gelişmelerden biri diplomasi alanında gerçekleşmiştir. 21. yüzyıl ile beraber devletler arası diplomasi, bünyesine giren pek çok unsur ile beraber daha karışık bir hal almıştır. Devlet birimleri ve ekonomik aktörlere ek olarak insani ve toplumsal yapılar da diplomasinin aktif aktörleri haline gelmişlerdir. Bu sebeple diplomatik hedef ve davranışlar başarılı olabilmeleri için siyasal ve ekonomik sahalarla beraber sosyal ve cemiyet hayatının da pek çok safhasına hitap etmek durumundadırlar. Türk dış politikası da bu çerçevede özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin etkisinde ciddi bir değişim geçirmiştir. Bunlar içinde en belirgini ise giderek hızlanan proaktivitesidir. Bazı analizcilerin Yeni Osmanlıcılık olarak adlandırmış olduğu bu değişimler başlangıçtaki endişeleri haksız çıkaracak şekilde Türkiye’nin ABD ve AB gibi tarihi ve stratejik ortaklarıyla ilişkilerini koparmamıştır. Bunun aksine söz konusu değişiklikler Türk dış politikasına daha geniş bir odak ve daha öte bir eşik sunmuştur. Bu hareketlilik sadece ekonomi ve diplomasi ile işlememiş ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun kültür mirasını da bünyesine katmıştır. Bu mirasa yakın olan devletleri de öncelik olarak ele almıştır. Bu makale ilgili kültürel yakınlık unsurları ve değerlerinin proaktif bir dış politikaya ne derece katkıda bulunacağını işlemektedir. Bu çerçevede Bangladeş örnek olay incelemesi hem literatürde çok az bir değerlendirmeye sahip olduğundan faydalı hem de sosyo-kültürel yakınlık ve ortaklıkların bozulan ilişkileri toparlamada ne derece başarılı olduğunu göstermede açık ve güncel bir örnek teşkil etmektedir.
Proactive foreign policy Turkey Bangladesh Justice and Development Party
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 3 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 15 Sayı: 30 |