Many international organizations on a global scale, in accordance with sustainable development goals, aim to achieve gender equality and to create new employment opportunities such as entrepreneurship for rural women through women's cooperatives in agriculture.Under the influence of this cooperative movement on gender equality and rural women’s empowerment, governments, civil society organizations and development agencies have begun take steps to support these cooperatives in Turkey. In Turkey, macro policies towards women’s cooperatives consider these organizations as enterprises and support rural women entrepreneurship. These policies ignore the local barriers and power relations in front of rural women’s entrepreneurship and prioritize economic empowerment over social, and psychological dimensions of empowerment. The article will draw on data gathered through in-depth semi-structured interviews with the members of civil society organizations (The Foundation for The Support of Women’s Work (KEDV), Women’s Labour and Employment Initiative (KEİG) and Ozyegin University Foundation for Rural Development (Özyeğin Üniversitesi Kırsal Kalkınma Vakfı) and the reports and publications of these organizations. It was a part of a research project on empowerment experiences of rural women in agricultural cooperatives, that was conducted in 2019-2020. Drawing on the analysis of the interviews and publications, interactions between civil society organizations and women’s cooperatives will be explained in relation to macro policies. For this purpose, different approaches of non-governmental organizations to macro policies and their activities targeting rural women’s cooperatives will be elaborated. In current context, where the government has excluded women's organizations from policy-making processes and puts pressure on them, this article is aimed to show the opportunities of these organizations to create political maneuvering areas against the dominant empowerment approach towards women's cooperatives. In addition, how the workers of civil society organizations position rural women, self-reflexivity and its impacts on the design and implementation processes of their activities for women's cooperatives will enable us to explain why top-down sustainable development projects have to be doomed to failure. Finally, the evaluation of the activities will provide us with the opportunity to discuss how women's cooperatives integrate female labour power to the processes of capitalist production apart from entrepreneurship, how organizations intervene
Women’s cooperatives rural women and labour development macro politics social and economic empowerment and civil society organizations.
Küresel ölçekte pek çok uluslararası kuruluş tarım alanında kadın kooperatifleşmesiyle sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmasını ve kırsal kadınlara girişimcilik gibi yeni istihdam olanakları yaratılmasını hedeflemektedir. Türkiye’de de hükümet, sivil toplum kuruluşları ve diğer kalkınma birimleri, kırsal kadını güçlendirme ve toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamaya yönelik bu kooperatifçilik hareketinin etkisi altında kalarak kadın kooperatiflerinin kurulmasına yönelik uygulamalarda bulunmaktadır. Türkiye’de kadın kooperatiflerine yönelik makro politikalarda, kooperatifler işletme olarak görülmekte ve kooperatifleşme kadın girişimciliğiyle bağdaştırılmaktadır. Bu politikalar kırda kadın girişimciliği önündeki engelleri ve güç ilişkilerini görmezden gelmekte, ekonomik güçlenmeyi sosyal ve psikolojik güçlenmeden üstün görmektedir. Bu makalede, 2019-2020 yıllarında tarım alanında faaliyet gösteren kadın kooperatiflerinde kadınların güçlenme deneyimlerine ilişkin yürüttüğüm proje kapsamında kadın kooperatifleriyle etkileşim içerisinde olan KEDV, KEİG ve Özyeğin Üniversitesi Kırsal Kalkınma Vakfı üyeleriyle yaptığım yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakatların ve bu kuruluşların rapor ve yayınlarının içerik analizi yapılacak ve sivil toplum kuruluşları ve kadın kooperatifleri arasındaki etkileşimler makro politikalarla ilişkili olarak analiz edilecektir. Bu amaçla, hem sivil toplum kuruluşlarının kadın kooperatifleşmesine yönelik makro politikalara ilişkin farklı yaklaşımları irdelenecektir, hem de kadın kooperatiflerinde kadınların karşılaştıkları sorunları çözmeye yönelik yürüttükleri faaliyetler ele alınacaktır. Bu analizle; iktidarın kadın kuruluşlarını politika yapım süreçlerinden dışladığı ve baskı altına aldığı günümüz bağlamında, bu kuruluşların yürüttükleri faaliyetlerle kadınların kooperatifleşmesine yönelik egemen güçlendirme yaklaşımına karşı politik manevra alanları yaratmalarının imkân ve sınırlılıklarını gösterilecektir. Ayrıca sivil toplum kuruluşu üyelerinin kırsal kadınları nasıl konumlandırdıkları ve bunun kadın kooperatiflerine yönelik faaliyetlerinin tasarım ve uygulama süreçleri üzerindeki etkisi tepeden inmeci sürdürülebilir kalkınma projelerinin neden başarısız olduğunu anlamamızı sağlayacaktır. Son olarak sivil toplum kuruluşlarının yürüttükleri faaliyetlerin değerlendirmesi, kadın kooperatiflerinde kadın emeğinin girişimcilik dışında kapitalist üretim süreçlerine nasıl dahil edildiklerini, bu işleyişe kuruluşların nasıl müdahale ettiklerini ve ne ölçüde dönüştürmeye çalıştıklarını tartışma imkânı sunacaktır.
Kadın kooperatifleri kırsal kadınlar ve emek kalkınma makro politikalar sosyal ve ekonomik güçlenme sivil toplum kuruluşları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kırsal Kalkınma |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |