Bir atasözü “Sağlık gibi dost, hastalık gibi düşman olmaz” der. Çünkü sağlık, yaşamdır. Bize göre Türkiye’de genel sağlık sigortasının kabulü 5510 sayılı Kanunun reform niteliğindeki tek yeniliğidir. Buna karşın Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık hizmetleriyle ilgili belirleme yetkisinin sırf ekonomik nedenlerle Sağlık Uygulama Tebliğinde sınırlandırıcı, yasaklayıcı biçimde kullanılması, sağlık hakkını ihlal eder niteliktedir. Bu yaklaşım finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili yasa maddesindeki “hekim tarafından gerekli görülme unsuru” nu dışladığı gibi, bu yaklaşımı hekimlerin mesleklerini ifada bağlı oldukları tıbbi deontoloji kuralları ve ayrıca hasta hakları ile bağdaştırmak mümkün değildir. Hastaların modern tıbbın gelişmiş imkanlarına erişimiyle ilgili SUT’un sağlık hizmetlerinin azami standart bakış açısı isabetsizdir. Olması gereken, bunların asgari standartlar olarak belirlenerek tıbben gerekli hallerde hastanın sağlık hakkına erişiminin önünü açık tutmaktır. SUT ile ilgili iptal davalarında Danıştay ve Kurumca bedeli ödenmeyen sağlık hizmetleriyle ilgili alacak davalarında Yargıtay, sağlık hakkının en temel hak olan yaşamın güvencesi olması niteliğine uygun isabetli kararlar verilmektedir. Ancak bize göre olması gereken, SUT sisteminin dava açılmasına gerek olmayacak şekilde sağlık hizmetlerine ilişkin asgari standartlar olarak yenide yapılandırılması, belirleme yetkisinin sigortacı SGK’dan alınarak bağımsız bir kamu otoritesine verilmesidir.
Sağlık hakkı genel sağlık sigortası Sağlık Uygulama Tebliği tıbbi deontoloji kuralları hasta hakları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 74 |