Türkiye işgücü piyasasının yeni dinamikleri esnekleşme üzerinden tanımlanmaktadır. Esnekleşme ile birlikte eğreti çalışma işgücünün büyük bir bölümü için norm haline gelmekte ve böylece emek her türlü Kapitalizmin hep daha fazlasını arzulayan yoğun sömürü anlayışı çalışmanın bu yeni biçimiyle uyuşmaktadır. Ancak emek sömürüsünün devamlılığını sağlayabilmek için işgücünü baskı altında tutacak bir yedek işgücü ordusuna ihtiyaç vardır. Kapitalizm ve göçmen emeği arasındaki ilişki, emeğin sömürünün derinleşmesi ve yedek işgücü tanımlamasıyla yakından ilişkilidir. Bu çalışma Türkiye’deki nüfusları 3 milyonu aşan Suriyeli göçmenlerin işgücü piyasasındaki konumlarını kapitalizm ve göçmen emeği üzerinden tasvir etmeyi ve Suriyeli göçmenlerin neden Türkiye’nin yeni prekaryasını oluşturduğunu tartışmaya açmayı amaçlamaktadır
The flexibility is described as the new dynamic of Turkish labour market which also means to generate precarious work for the most in the labour market. Thereby the most face to work in precarious, informal and unsecure working conditions. Neoliberal capitalisms marches to integrate more vulnerable forms of labour into production processes and expands the application of flexible working conditions. In addition to this capitalism need to reserve army of labour for keeping pressure on wage levels and working conditions. In this regard, migrant labour comes into the scene as a further vulnerable form of labour and as reserve labour. This study aims to examine the current situation of Syrian immigrants in the Turkish labour market where the number of Syrians reached to 3 million. The article will also show why Syrian immigrants is the new precariat in Turkey
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 56 |