Sanayileşmenin ortaya çıkardığı sosyal sorunlara tepki olarak doğan sosyal politika, hukuki düzenlemelerle karşılıklı etkileşim içindedir. Dar anlamda sosyal politikanın hedefi olan işçilerin hak ve menfaatlerini koruma ve geliştirmenin önemli yollarından biri, kendi kendine yardım örgütü olan sendikaların kurulmasıdır. Bu örgütlerin yaşatılması, toplu sözleşme ve grev haklarının yasa yoluyla güvence altına alınmasına bağlıdır. Ülkemizde kabul edilen 6356 sayılı “Sendikalar ve Topu İş Sözleşmesi Kanunu”nun genel gerekçesine göre kanunun amacı; “eski kanunların yetersiz olması, ihtiyaca cevap verememesi, daha özgürlükçü ve çağdaş bir yasal düzenlemeye kavuşmak” şeklinde açıklanmıştır. Ancak yasanın genel gerekçesiyle maddeleri arasında ciddi çelişkiler yer almış, yasada yer alan olumlu değişiklikler değiştirilmeyen veya yeterince korumayan, yasaklayıcı hükümler nedeniyle anlamsızlaşmıştır. 6356 sayılı Yasada, sosyal politik tercihlerden çok küresel ekonomideki tercihler gözetilmiştir. Bundan dolayı başta sendika özgürlüğünü teminat altına alan hükümle işçilerin önemli bir kısmının bu özgürlükten yararlanması engellenmiş, çifte baraj sistemi korunmuş, bakanlığın yetkileri muhafaza edilmiş, kısmi iyileştirmelerle yetinilmiştir. Yeni kanunun; işçileri koruma, eşitliği sağlama, adaleti tesis etme gibi sosyal politika hedeflerini gerçekleştirme imkanı oldukça düşüktür. Ülkemizdeki sendika karşıtlığını, hükümetlerin ellerinde bulundurdukları gücü, ekonomik politikaları, işsizlik, taşeronluk, kayıtdışılık ve işverenlerin etkinliğini dikkate aldığımızda yeni kanunun sosyal politika alanında belirleyici olmaktan çok, etkisi zayıf bir araç olacağı görülmektedir
Sosyal Politika sendikalar toplu iş sözleşmesi 6356 sayılı yasa Örgütlenme hakkı Grev hakkı
Social Policy, which emerged in response to the social problems arising from industrialization, is in interference with the legal regulations. In narrow sense, one of the important goals of social policy is to protect the rights of workers through the establishment and preservation of the unions as self-help organizations. The survival of these organizations depends on securing the rights of collective contract and strike by law. The main reason of recently accepted "Trade Unions and Collective Bargaining Agreements Law" Act No: 6356 was explained as "the insufficiency of the previous laws, their inability to meet the requirements, and to attain a more liberal and modern legal regulation". However, serious conflicts have taken place between the targets and the terms of the law on general grounds and the positive amendments in the law have become meaningless because of the unamended or insufficienly protecting, prohibitive provisions. In the Law of “Trade Unions and Collective Bargaining Agreements” economic preferences are given more importance than social political preferences. Therefore first, with the provision that ensures the trade union freedom, a significant portion of workers hindered to benefit from the freedom of trade union and the double threshold system was preserved, the ministry’s power has been retained and contented with partial improvements. The possibility of the new law to realize the social politic objectives like to protect workers' rights, to provide equality and to constitute justice is very low. When we consider the anti-unionism, the power of the government, economic policies, unemployment, subcontracting, strength of employers against trade unions all together, it is obvious that the new law will not be a decretive instrument in social policy, rather it will be a poor one.
Social Policy Trade Unions Collective Bargaining Agreement Law No.6356 The Right to organize The Right to Strike.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 4 Sayı: 39 |