Esneklik yaygın biçimde bilindiği üzere kapitalist üretim tarzına içkin bir kavramdır. Bu çalışmada, esneklik kavramının içini emeği merkezine alan bir anlayışla doldurmaya çalışan pratikler üzerinde durulacaktır. Bu amaçla öncelikle kapitalist işin doğası, işbölümü, Taylorizm ve Fordizme dair bir teorik çerçeve çizilecektir. Daha sonra, modern işyeri yönetim pratikleri, 2000’li yıllarla birlikte Latin Amerika’da yükselişe geçen özyönetim pratikleri ile karşılaştırılacaktır. İşçi kontrolündeki işletmelerde ve bazı örneklerde devletin de ortak olduğu kooperatiflerde, emek sürecinin örgütlenmesinin kapitalist işyerlerindeki muadillerine göre çok daha insan odaklı yönleri öne çıkmaktadır. Söz konusu pratiklerde, hâkim esneklik paradigmasının aksine, göreli bir iş güvencesinin varlığı, “sistematik kaytarma” boyutuna erişmedikçe çalışanların çeşitli nedenlerden ötürü işe gel e memelerinin diğer çalışanlarca telafi edilmesi v.b. uygulamalar ilk anda dikkati çekmektedir. Çalışmada, kıta ölçeğinde süregelen öncü özyönetim uygulamaları dikkate alınacak, ülke ve sektör bazında kısıtlamalara gidilmeyecektir. Bunun başlıca nedeni farklı birikim düzeylerinde, farklı kültürel coğrafyalarda ve farklı sektörlerdeki özyönetim uygulamalarını esneklik perspektifinden tahlil edebilmektir. Bu tahlilin cevabını arayacağı soru ise işyeri/işletme düzeyi uygulamalarda emek merkezli bir esneklik anlayışının mümkün olup olmadığıdır
As it is widely known, the concept of flexibility inherent in the capitalist mode of production. In this study, the practices, which are tried to fill the concept of flexibility with a labor-centered approach, will be discussed. To handle this issue we firstly draw a theoretical framework on the nature of capitalist work, division of labor, Taylorism and, Fordism. Then, modern business management practices, compared with the self-management practices which rise of the 2000’s in Latin America. Both the enterprises controlled by the workers and some cooperatives which the state participate in as a shareholder the organization of labor process are much more human oriented than capitalist counterparts. These practices include, compensative work amongst workers who works more or less sometimes and job-protection in contrast to mainstream flexibility paradigm, unless soldiering become obvious. In the paper, we will consider pioneer self-management practices and we will not discriminate these practices based on country or sector. Main reason of this choice is, to make possible to evaluate self-management practices within different accumulation levels and different cultures in terms of flexibility. This evaluation searches the answer of this question; can labor-centered flexibility be possible at firm level?
Crisis Flexibility Self-management Latin America New Cooperativism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 2 Sayı: 37 |