Globalization, starting from 1980’s, has established its sovereignty over the world as the liberalization of money and service trade. This dominion was felt rather well in 1990’s. The high growth desire of countries has increased the financial fund flow in the process of globalization. As countries become indebted, in countries with large fund flows, debts of private sector, household, and public have grown. This circumstance has caused an explosion of demand in mortgage credits and real estate, which has created a balloon of credits and real estate. Subprime loans have become default and starting from US, in 2008, the global economy had entered a crisis.The crisis of 2008 is a debt crisis and even though the effects of crisis has ended, countries are in more debt than before the time of the crisis. Turkey had taken advantage of the abundant liquidity, especially, construction and service sectors had grown rapidly. But these growths, which are untradeable, with the effect of raised debt, have ended in 2018. Because of the nature of debt being in foreign currency, interest rates and exchange rates have raised. And thus, Turkey has entered in a debt crisis.
Küreselleşme 1980’li yıllardan başlayarak, hizmet ve para ticaretinin serbestleşmesi olarak dünyayı egemenliği altına almıştır. Bu egemenlik, 1990’lı yıllarda iyice hissedilmiştir. Ülkelerin hızlı büyüme istediği finansal para akımını küreselleşme sürecinde hızlandırmıştır. Ülkeler hızla borçlanırken, fon akımı fazlası olan ülkelerde de özel kesim, hanehalkı ve kamu borçlanmasını artırmıştır. Bu durum menkul ve gayrimenkul sektöründe talep patlamasına, bu da kredi ve emlak balonuna neden olmuştur. Eşik altı krediler, sonunda ödenemez hale gelmiş ve ABD’den başlayarak 2008 yılında küresel ekonomi krize girmiştir. 2008 krizi bir borç krizidir ve krizin etkisinin kısmen sona ermesine rağmen, ülkeler kriz öncesinden daha fazla borçludur. Türkiye krizle beraber gelen likidite bolluğundan yararlanmış ve özellikle inşaat ve hizmet sektörü ağırlıklı olarak hızla büyümüştür. Ancak dış ticarete konu olmayan bu büyüme, borçlanmanın da etkisi ile 2018 yılında sona ermiştir. Borcun yabancı para ağırlıklı olmasının etkisi ile döviz kuru ve faiz oranı da yükselmiştir. Böylece Türkiye de bir borç krizine girmiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 60 |