İstanbul Zeytinburnu’nda bulunan Kazlıçeşme Mahallesi yaklaşık 500 yıl önce deri atölyelerinin kurulduğu, emek tarihi açısından önemli deneyimleri barındıran bir üretim alanıdır. Ağır kimyasalların, ilkel makinaların kullanıldığı Kazlıçeşme deri atölyelerinde düşük ücretlerle, kötü çalışma koşullarında çalışan deri işçileri, ücret düzeyleri, çalışma koşulları, sendikal hak ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında köklü bir emek hareketi deneyimine sahiptir. Kazlıçeşme Grevi sendikal hakların kısıtlandığı 12 Eylül döneminin ardından sınıf hareketini yeniden canlandıran emek hareketlerinden biri olması nedeniyle oldukça önem taşımaktadır. Grev, dönemi, süresi ve kazanımları bakımından işçi sınıfının özgün deneyimlerinden birini oluşturmaktadır. Bu çalışmada emeğin yeniden özne haline gelmesinde önemli katkısı olan Kazlıçeşme Grevi’ni ortaya çıkaran koşullar, deri işçilerinin talepleri, grevi örgütleme mekanizmaları, lokavtın grev sürecine etkisi, sınıfın kendi içindeki dayanışma örüntüleri incelenmektedir. Bu kapsamda çalışma, greve katılan deri işçileri, dönemin sendika yetkilileri ve işveren sendikası yetkilisi ile yapılan yüz yüze görüşmelere gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda 1987 Kazlıçeşme Grevi’nin sendikal demokrasi, sınıf bilinci, sınıfın kendi içindeki dayanışma örüntüleri, grev örgütleme mekanizmaları açısından önemli deneyimleri barındırdığı görülmektedir
The Kazlıçeşme quarter in Zeytinburnu, Istanbul is one of the production areas involving experiences significant as regards the history of labour and that leather workshops have been established approximately 500 years ago. The leather workers who work in Kazlıçeşme leather workshops, in which heavy chemicals and primitive machines, with low wages and under poor working conditions have had deeply labour movement experience as regards the working conditions, trade union rights and right to organization. The Kazlıçeşme Strike is rather important in relation with the fact that it was one of the movements of the labour that had reanimated the class movements following the September 12, which had restriction the trade union rights. The strike period constitutes one of the unique experiences of the working class as regards times, period and acquisitions. In this study, the conditions that had led to the Kazlıçeşme Strike, which had significantly contributed to the subjectivation of the labour, claims of the leather workers, strike organization mechanisms, effects of the lock-out on the process of strike, and the patterns of solidarity within the working class are examined. In this frame, the study was carried out with face-to-face interviews with the leather workers who had participated in the strike and representatives of the trade union and the union of employers and based on an archive research. As the conclusion of the study, it was seen that the Kazlıçeşme Strike in 1987 involves important experiences in the democracy in trade unions, class consciousness, patterns of solidarity within the class and mechanisms of the organization of the strike
Kazlıçeşme Strike leather workers movements of labour lock-out
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 63 |