Günümüzde sıklıkla duyduğumuz vekalet savaşları teriminin bir örneği de Türklere
karşı sergilenmiştir. Mora İsyanı başladığında Batı’da Rumlara karşı büyük teveccüh
doğmuştu. Binlere varan gönüllü Avrupa ülkerinden ve Amerika’dan isyana katılmak
için Mora’ya gelirken, Batılı ülkeler ise isyana cömert yardımlarda bulunmuşlardır. Bu
yardımın altında yatan Batı’daki Türk düşmanlığı olduğu kadar Batılı ülkelerin kurulacak
Yunanistan’ı Akdeniz’de ileri bir karakol olarak kullanmak istemeleriydi. Birinci Dünya
Savaşı başladığında Avrupa cephelerindeki savaş umulanın aksine hızını yitirerek siper
çatışmalarına dönüşerek durgunluk kazanmıştır. Savaşta İngiltere açısından Almanya’ya karşı
yürütülen mücadelenin yol açtığı yıkım ve getirdiği ağır yük İngiliz hükümetini ekonomik
olarak bir hayli yıpratmıştır. Buna bir de Osmanlı Devleti’nin savaşa girişiyle cephelerin
çoğalması ve savaşın uzaması eklendiğinde İngiltere sosyal, politik açıdan da yıkımla
karşılaşmıştır. Savaşın uzamasıyla müttefik devletler kamuoyunda var olan hoşnutsuzluğun
artması, zamanla hükümetler üzerinde giderek artan derecede bir baskı yaratacaktı. Savaşın
sonu tıpkı Makedonyalıların Pirus Zaferi’ni anımsatmaktadır. Nitekim, Makedonya Kralı
Pirus Roma’yı yenmiş olmasına rağmen ülkesi savaştan bitkin bir vaziyette çıkmıştı. Büyük
Savaş’ta yorgun düşen İngiliz ordusu Anadolu’daki yeni bir savaşı göze alamazdı. İngiliz
Başbakanı Lloyd George, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı Hükümeti’ne gönderdiği telgrafta,
Sırpların Anadolu’ya asker çıkararak Türklerle savaşmaları teklifinde bulunmuştur. Fakat
yapılan teklif adı geçen krallıkça reddedilmişti. Aynı teklifi Megalo İdea fikriyle yanıp
tutuşan Yunanlılara yapan İngilizler olumlu cevap almıştı. Bunun üzerine İngiliz devlet
adamları Anadolu’nun işgali için I. Dünya Savaşı’nda yıpranmamış Yunan ordusunu
kullanmaya karar verdi. Bunun karşılığında İngilizler, denetim sağlamak için Yunanlıların
İngiliz sömürgeleri üzerindeki Anadolu topraklarına yerleşmesine ses çıkarmayacaktı. Bu
yüzden Yunan ordusu silah-cephane yönünden İngilizlerce desteklenmiştir. İtilaf Devletleri
Yunanları sadece Anadolu’da değil Kırım’a asker çıkarmak suretiyle Bolşeviklere karşı da
savaştırmıştır. Yunanlıların Anadolu’ya çıkışı İtilaf Devletleri arasında çıkar çatışmalarını doğurmuştur. Elbetteki, müttefik devletler arasında çakışan çıkarları çok iyi analiz eden Milli
Mücadeleyi yürüten heyet, bu durumdan faydalanma yoluna gitmişti. Milli Mücadele’nin
sona ermesiyle Yunanlıları Anadolu felaketine sürükleyen Venizelos, bir Türk diplomatına
İngilizlerce kullanıldıklarını itiraf etmişti. Bu makale Osmanlı Arşivi başta olmak üzere
dönemin Batılı kaynakları taranmak suretiyle kaleme alınmıştır.
An example of the term de proxy wars that we often hear today is also exhibited
against the Turks. When the Mora rebellion began, the West had a great favor for the Greeks.
While volunteers from thousands of Europeans and from the United States to Mora to join
the rebellion, Western countries made generous assistance in the rebellion. It was not only
the Turkish hostility in the West, but also the Western countries wanting to use Greece as an
outpost in the Mediterranean. When the First World War broke out, the war on the European
fronts, in contrast to the expectations, lost pace and became stagnant. In the First World War,
the devastation and heavy burden of the struggle against Germany, economically worsened
the British government. Adding this to the proliferation of the fronts and the prolongation
of the war when the Ottoman Empire entered the war, Britain faced social and political
destruction.
With the prolongation of the war, the increasing discontent among the allies in the
public would have caused an increasing pressure on governments over time. The end of the
war is just as Pirus victory of the Macedonians. The king of Macedonia, Pirus, had defeated
Rome, but his country was exhausted from the war. In the Great War, the British army could
not afford a new war in Anatolia. British Prime Minister Lloyd George has sent a telegram to
the Serbian-Croatian-Slovenian Kingdom of the Government, proposing that Serbs take off
troops in Anatolia and fight the Turks. The British, who made the same offer to the Greeks
who had pursued for the Megalo Idea, received a positive response. The British statesmen
therefore decided to use the Greek army, which had not been worn off in World War I, for
the occupation of Anatolia. In return, the British decided on behalf of the Greeks to settle on
the Anatolian territory on the British colonies. For this reason, the Greek army was supported
by the British in terms of weapons and ammunition. The Allied Powers fought the Greeks
against the Bolsheviks not only in Anatolia but also in the Crimea. The military occupation
of the Greeks in Anatolia gave rise to conflicts of interest between the Allied Powers. Of
course, the delegation carrying out the National Struggle, which has very well analyzed the
conflicting interests among the allies, has taken advantage of this situation. By the end of
the National Struggle, Venizelos led the Greeks to an Anatolian disaster and confessed to
a Turkish diplomat that they were being used by the British. This paper will be drafted by
researching the Western press of the period, especially the Ottoman Archive.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 2 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 39 |