I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan
Mondros Mütarekesi’nin ardından, mütarekeye dayanılarak Anadolu’nun yer yer işgal
edilmesi, işgallere karşı Türk halkının dağınık, birbirinden kopuk karşı koyma, örgütlenme
çabaları hem bir liderin hem de yeni bir devletin doğuşunu hazırladı. Mustafa Kemal Paşa
işgallere karşı Anadolu’da başlayan tepkileri 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastıktan
sonra belli bir program çerçevesinde ortak bir paydada buluşturmayı amaçladı. Ve bu
planı Amasya Tamiminden başlayarak adım adım uygulamaya koydu. Bunu yaparken
de başlattığı hareketin meşruiyetini sağlamaya çalıştı. Meşruiyetin kaynağı halk olacaktı.
Erzurum Kongresi’nden itibaren köylerden başlayarak nahiye ve vilayet merkezlerine
uzanan bir temsil silsilesinin kurulması amaçlandı. Tüm direniş örgütleri Sivas Kongresi’nde
alınan bir kararla Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında birleştirildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldıktan bir yıl sonra da meclis çalışmalarındaki aksamaları
ortadan kaldırmak için yine Mustafa Kemal Paşa’nın girişimleriyle Müdafaa-i Hukuk Grubu
kuruldu. Grup, siyasal bir parti gibi hareket etti. İstiklal Savaşı sonrasında da siyasal bir
partiye dönüştü. Halk Fırkası adını aldı.
Mustafa Kemal’in daha 6 Aralık 1922’de Halk Fırkası kurma fikrini açıklamasından
sonra, işgalden kurtarılan yörelerde, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini kurma faaliyetlerinin
başladığı anlaşılıyor.
Bu çalışmada Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşunu
hazırlayan koşullar ve gelişmeler değerlendirildikten sonra, 1923 yılı Salihli Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti’nin teşkilatlanmasına ilişkin belgeler incelenip değerlendirilmiştir.
After the Armistice of Mudros signed between the Ottoman Government and the
Allied Powers at the end of the World War I, the occupation of Anatolia took place based on
the armistice. The scattered and disjointed resistance and organization efforts of the Turkish
people against the occupations prepared the birth of both a leader and a new state. Mustafa
Kemal Pasha aimed to gather the reactions started in Anatolia against the invasions within
the framework of a certain program on common ground after he set foot in Samsun on 19 May
1919. And this plan was put into practice starting with the Amasya Circular. While doing this,
he tried to ensure the legitimacy of the movement he started. The source of legitimacy was to
rely on people. Chain of representation was established from villages to province centers from
Erzurum Congress. All resistance groups upon a decision which was taken in Sivas Congress
were merged under the roof of Association for the Defence of Rights of Anatolia and Rumelia.
One year after the opening of the Grand National Assembly of Turkey, Association for the
Defence of Rights Group was established through the initiatives of Mustafa Kemal Pasha in
order to eliminate the disruptions in the parliamentary work. The group acted like a political
party. After the War of Independence, group turned into a political party. It was named as
People’s Party.
It is understood that just after Mustafa Kemal announced the idea of founding the
People’s Party on 6 December 1922, the activities to establish Association for the Defence of
Rights started in the liberated regions.
In this study, after evaluating the conditions and developments which prepared
the foundation of the Association for the Defence of Rights of Anatolia and Rumelia, the
documents about the Salihli Association for the Defence of Rights in 1923 were examined and
evaluated.
Mustafa Kemal Pasha Association for the Defence of Rights War of Independence Salihli
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 22 Sayı: 44 |