Building a healthy and peaceful social structure firstly depends on
sincere and common behaviors of humans in any society. The most important
common behavior style from point of social psychology is not a blind imitation;
but is a compliance behavior by approving. A man who acts by believing
sincerely that it is a correct behavior continues to act this behavior where
social control mechanism does not take place. According to the famous Gabriel
hadith, one must believe in Allah as if he/she sees Him. This fact in this
hadith expresses that one must believe something by accepting and knowing its
truth and act accordingly. In this study, we examined the reasons for obedience
in light of the Qur’anic verses passed as “obedience” and “be subject to” 208
times in the Qur’an. Later, we focused on how these reasons from point of
social psychology fit to compliance behavior (are they blind imitation,
identification or by accepting style?) It is seen that the Qur’an calls its
followers to obey or to be subject to someone through satisfying reasons in
terms of rational, ethical, lawful-political, psychological and social aspects.
For this reason, it is understood that the Qur’an is open/appropriate for any kinds of critical thought that aim to
find out right and authentic things and even it commands human beings
indirectly this kind of critical thinking. For critical
thinking suggests Muslims to be subject to rational and scientific aspects of things. For this reason that adapting with
socio-cultural conditions verbatim, it sometimes focuses on requests in
relation to the faith and sometimes on demands related to the actions. For
example, while the Qur’an gives important 72.7 percent in believing and obeying
to right and legitimate things, it gives important just 27.3 percent objective
results of being subject to something. This situation indicates that the most
important thing is a sincere faith. The ratios concerning negative-obey and be
subject to verses are reverse. This means that the Qur’an criticizes much more
those who do not believe have some wrong behavior and attitudes outside of
moral and mercy such as insincere, ignorant, liar, sassy and slanderer. In such
a situation while the Qur’an gives place and focus on the rate of 26,6 percent
sincere faith of believers of reasons related to the demands of negative obey
and be subject to, it criticizes those who do not believe and do wrong behavior
on a rate of 73,4. These rates show that the Qur’an gives us the most
appropriate shape and direction about address that is very important. It also
gives important on critical thinking that aims to have right and legitimate
thing. It is understood that the Qur’an pays attention to moral, rational and
objective reasons of the current cultural environment related to the demands of
obedience or to be subject to. Shortly, having demands that are appropriate for
rational and objective reasons means that critical thinking should be paid attention
to the maximum.
Obedience Critical Thinking the Qur’an Sociology of Religion
Sağlıklı ve
huzurlu toplumsal yapıların oluşması en temelde insanların samimi ortak
davranışlarda bulunmasına bağlıdır. Sosyal psikolojik açıdan en kıymetli ortak
davranış biçimi körü körüne taklit değil; benimseyerek uyma davranışıdır. Bir
davranışın doğruluğuna içten inanarak onu icra eden kişi, toplumsal kontrol
mekanizmalarının olmadığı yerlerde de bu davranışı icra etmeye devam eder.
Meşhur Cibril hadisine göre de Allah’a onu görüyormuşçasına inanmak gerekir.
Hadisteki bu husus, benimseyerek yani bizzat doğruluğunu bilerek inanmayı ve
ona göre amel etmeyi ifade eder. Dolayısıyla bu çalışmamızda, Kur’an’da geçen
toplam 208 “itaat” ve “tabi olma” ayetinin bağlamlarından hareketle önce
gerekçeleri ele alınmıştır. Sonra da bu gerekçelerin sosyal psikolojik açıdan
hangi uyma davranışını (körü körüne itaati mi, özdeşleşmeyi mi, benimsemeyi
mi?) esas aldığı üzerinde durulmuştur. Kur’an’ın, benimseme düzeyinde bir tutum
değişimi için muhataplarını rasyonel, ahlaki, hukuki-siyasi, psikolojik ve
sosyolojik açıdan tatmin edici gerekçelerle itaat veya ittibaya çağırdığı
görülmektedir. Bu nedenle Kur’an’ın, doğru ve haklı olanın tespitini yapma
amacı taşıyan tüm eleştirel düşüncelere açık/uygun olduğu ve hatta bu türden
eleştirel düşünceyi metot edindiği için onu dolaylı olarak da emrettiği anlaşılmaktadır.
Zira eleştirel düşünce, öncelikle ve bir bakıma Hz. Peygamber’in, deveyi sağlam
kazığa bağladıktan sonra tevekkülü tavsiye etmesinde görüldüğü üzere, esbaba tevessülü yani rasyonel ve bilimsel
tüm gerekleri bilmeyi ve uygulamayı öngörmektedir. Bu nedenledir ki Kur’an
sosyo-kültürel koşullarla birebir uyumlu bir tutum sergileyerek, yeri
geldiğinde itikada dair taleplerine ve yeri geldiğinde de amele dair
taleplerine ağırlık vermektedir. Örneğin, Kur’an doğru ve meşru olana
inanıp tabi olmaya %72,7 oranında önem verirken bu tabi olmanın nesnel sonuçlarına ise %27,3
oranında değinmektedir. Bu durum işin özünün öncelikle samimi bir iman olduğuna
işaret etmektedir. Olumsuz itaat-ittibaya ilişkin ayetlerde ise oranlar tersine
dönmektedir. Bunun da anlamı inanmayanların samimiyetsizlik,
cahillik, yalancılık, şımarıklık, iftiracılık gibi ahlak ve merhamet dışı yanlış tutum ve davranışlarının daha çok
eleştirilmesidir. Bu durumda Kur’an, olumsuz
itaat-ittibaya dair taleplerin gerekçelerinde inananların samimi inançlarına %26,6 oranında yer verip vurgu yaparken,
inanmayanların ise işaret edilen yanlış davranışlarına (amellerine) ise %73,4
oranında değinip onları eleştirmektedir. Bu oranlar bize Kur’an’ın ihtiyacın
önemine binaen hitaba en uygun şekil ve yön verdiğini göstermektedir. Bu şekil
ve yön vermede doğruyu ve haklıyı tespit amacı taşıyan eleştirel düşünceye de
uygun bir yol izlediğini görmekteyiz. Zira Kur’an tüm taleplerinde veya
eleştirilerinde, rasyonel, ahlaki, bilimsel, hukuki-siyasi, psikolojik ve sosyolojik
gerekçeleri yani tüm beşeri/nesnel gerekçeleri dikkate almaktadır. Bu
gerekçelere uygun taleplerde bulunmak, beşeri bir tatmin için lazım olan
eleştirel düşüncenin azami derecede dikkate alınması demektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 2 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.