Yemek, yalnızca bir karın doyurma eylemi değildir. Beslenme, temel ihtiyaç olmakla birlikte, bu ihtiyaç etrafında oluşan pek çok sosyo-kültürel işlev vardır. Dolayısıyla yemek, ihtiyacın dışına çıkarak kendini kültüre dönüştürmeyi başarmıştır. Ritüellerinin bir sofra etrafında belirginleştiği yemek kültürü, toplumların değer yargıları, inançları, düşünce yapıları, tutum ve davranışları, eğlence biçimleri, iletişim yöntemleri gibi pek çok konu hakkında bilgi verir. Bu açıdan sofra kültürünün besin maddelerinin üretiminden toplanmasına, hasat zamanından mutfağa girişine, saklama yöntemlerinden pişirme araç ve yöntemlerine, pişirilen yiyeceğin sofrada yerini alışından yeme sırası ve şekline, sofra düzeni ve öğün sayısına kadar çok yönlü bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Araştırmada bu düşünceden hareketle sofra kültürü, işlevsel halkbilimi kuramı bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmada Rize yöresinde görüşme ve gözlem teknikleri kullanılarak saha araştırmasından elde ettiğimiz verilerden hareketle yemeğin, karın doyurma; hoş vakit geçirme, eğlenme-eğlendirme; kişisel ve toplumsal baskılardan kaçıp kurtulma; eğitim ve kültürü genç kuşaklara aktarma; iletişim; turizme katkı sağlama; statü ve rol model kazanma; kültürel kimlik; imtihan; değerlere, toplum kurallarına ve törelere destek verme, sosyalleşme, toplumsal bağları güçlü kılma ve birlik-beraberlik duygusunu geliştirme; hediyeleşerek paylaşma ve protesto işlevleri üzerinde durulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 4 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License