Shams al-din al-Iskandari, life and works of him has not been deal with in Islamic, especially in today’s Tasawwuf researches yet, is a sufi scholar who tried to be competent of all sciences known in his age and geography, as well religious sciences and wrote encyclopaedical books. His works may be considered among the most important sources transmitting the Arabic literature of Islamic culture prior to XV. age and in that age to our time. He has used some works mentioned only in his studies. This raises the importance of him. It is worthy of note that he referred to sources more than 3.000 in an encyclopaedical work of him. This is why, even his narrative works have the feature of being resource. His works in which he mentions his personal observations, experiences, conversations with the people faced especially sufis, and his narrations from these sufis, sufi and other scholars’ biographies, sufi genealogies in his journeys from Egypt to Syria, Iraq, Iran, Yemen and India in Mamluks time, have a special importance from the point of Tasawwuf branch. Most of his works reached the present day are in manuscripts written by himself. This shows that he was an unobtrusive personage in the past as it is in the present day
İslâmiyât ve özellikle günümüz Tasavvuf araştırmalarında şimdiye kadar hayatı ve eserleri konu edilmemiş isimlerden birisi olan Şemsüddîn el-İskenderî, dini ilimlerin yanı sıra, yaşadığı çağ ve coğrafyada bilinen bütün ilimlere vakıf olmaya çalışan, ansiklopedik karakterde eserler telif eden âlim bir sûfîdir. Onun eserleri, İslam kültürünün 15. asır ve öncesine ait özellikle Arapça kaleme alınmış yazın birikimini bize aktaran en önemli kaynaklar arasında sayılabilir. Yararlandığı kaynakların bir kısmının ise sadece onun eserlerinde anılmış olması İskenderî’nin önemini daha da arttırmaktadır. Muazzam hacme sahip ansiklopedik eserlerinden birini yazarken üç binden fazla kaynağa müracaat etmiş olması kayda değerdir. Bu yüzden, sadece na-kilci konumda olduğu eserleri bile kıymetli birer kaynak niteliğine bürünmektedir. Memlûkler döneminde Mısır, Arabistan, Suriye, Irak, İran, Yemen ve Hindistan gibi oldukça geniş bir alanı kapsayan yolculuklarındaki şahsi gözlemlerine, tecrübelerine, karşılaştığı kişiler ve özellikle sûfîlerle olan sohbetlerine ve onlardan yaptığı nakillere, diğer âlimler kadar sûfîlerin biyografilerine, tasavvuf silsilelerine değindiği eserler ise Tasavvuf alanı bakımından apayrı bir önem kazanmaktadır. Birçoğu müellif hattı halinde günümüze ulaşabilen eserlerinin pek fazla kopyasının, hatta bazılarının hiçbir kopyasının şu ana kadar bulunamamış olması, günümüzde olduğu gibi geçmişte de çeşitli nedenlerden ötürü tanınmamış ve fark edilmemiş olduğunu göstermektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 16 Sayı: 43 (16-12-2013) |