Dünyayı anlama bilgisi, bilginin neyi içereceği ve bilim dilinin nasıl olacağına dair sorunlar modern bilimin gelişmesiyle birlikte felsefi araştırmaların odak noktalarından olmuştur. Bilginin deney ve gözlem yoluyla elde edilebileceğini belirten Mantıkçı Pozitivistler, metafiziği bilimin dışına iter ve bilimin nesnelliğine sınır çizmeye çalışır. Bu bağlamda Mantıkçı Pozitivistler doğrulama/onaylama ilkesini nesnellik ölçütü olarak belirlerler. Mantıkçı Pozitivistler; dil, anlam ve doğruluk arasındaki ilişkiden hareketle anlamlı, anlamsız önermeler ayrımına gider. Bu ayrım sonucu bilginin duyu yoluyla doğrulanıp sınanan protokol önermeleri ile aktarılması gerektiğini savunurlar. Viyana Çevresi olarak da adlandırılan Mantıkçı Pozitivistler bu ölçütle birlikte bilimsel olmayanla bilimi ayırmak adına anlamsız sözcük ve tümceleri dilin dışına atarak anlamlı sözcük ve tümcelerden oluşan ortak bir bilim dili oluşturmaya çalışırlar. Belirledikleri ilkelerde eksikler olduğuna dair eleştiriler yapılsa da Mantıkçı Pozitivistlerin alandaki çalışmaları ortak bir bilim dili tasarlamak adına atılmış önemli adımlar biridir.
Çalışmamızda önce modern bilimin ve bilginin metafizikten arındırılma süreci kronolojik olarak ele aldıktan sonra muğlak gündelik dilden bilim diline geçişin nasıl olduğu üzerinde duruldu. Teorik bilgilerin ardından bilimsel çalışmalarda kullanılan tümcelerden hareketle sınırlı sayıda örnek üzerinden mevcut bilim dilinin dilsel tercihleri üzerinde betimleme yapıldı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |