Those who wrote the first rulers of Islam. What was transferred to life like religion was memorized. With the onset of the following weeks, these procedures were requested. The aforementioned provisions were first dealt with from the outward point of view and, first of all, they were evaluated without preference. After the jurists, kalam scholars studied the verse text mutashabihs, which seem to be inconsistent between the outwardly positive akaid and fiqh. Finally, mystics also played an active role in the interpretation of the texts. However, unlike the previous disciplines, the Sufis are the enlightened interpretations that come to their hearts with the outward signs of the verse. In this context, the mystical verses of Ibn Acîbe, one of the last period Ottoman scholars, to be examined meticulously. The origin of the study is based on the author's work named al-Baḥr al-medīd fî Tafsīr al-Qurʾān al-majīd. It cannot be explained on the basis of the techniques in the techniques for presenting with the examples in the work.
İslâm’ın ilk dönemlerinde hükümler yazılı değildi. Muamelât hükümleri gibi dinin doğrudan hayata intikal eden hükümleri ezberleniyordu. Sonraki dönemlerde tedvin faaliyetlerinin başlamasıyla bu hükümler ilmî bir usul takip edilerek toplandı. Söz konusu hükümler önce zahirî anlamda ele alınmış ve başta fakihler olmak üzere hükümlerin amellere intikal eden yönleri değerlendirilmeye tabi tutulmuştu. Fakihlerin ardından kelam âlimleri, zahirî anlamları itibariyle akaid ve fıkıh arasında tenakuz varmış gibi görünen âyet metinlerini müteşâbihlerle çözmeye çalışmıştır. Nihayet mutasavvıflar da nasların yorumlanmasında etkin rol oynamıştır. Ancak mutasavvıflar önceki disiplinlerden farklı olarak âyetin zahirî anlamlarıyla birlikte kalplerine gelen feyizler ışığında işârî yorumlamalar yapmıştır. Bu bağlamda son dönem Osmanlı âlimlerinden İbn Acîbe’nin ahkâm âyetlerine yönelik tasavvufî yaklaşımı titiz bir şekilde incelenmeye çalışılmıştır. O, kendinden önceki müellifler gibi ilk olarak âyetlerin zahirî açıklamalarına yer vermiş, sonrasında kalbine gelen sezgi ile âyetlere yorumlar yapmıştır. Bu açıdan bakıldığında onun tefsiri her ne kadar tipik bir tasavvufî tefsir izlenimi verse de âyetin zahirîne yaptığı geniş açıklamalar onu benzerlerinden ayıran özelliklerdendir. Çalışmada esas alınan eser ise müellifin el-Baḥrü’l-medîd fî tefsîri’l-Ḳurʾâni’l-mecîd isimli tefsiridir. Eserdeki açıklamalarından yola çıkılarak kendisinin fıkıh-tasavvuf diyalektiği içerisindeki yöntemi somut örneklerle sunulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 3 |
Darulhadis İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.