The first three hijri centuries are highly important for the upcoming eras because written works have survived and important scholars have lived in these centuries. With the conquests started during the era of four khalifs, Arabs started to live together with people from other nations, which caused the original Arabic to become corrupted. Syntax rules were started to be developed in order to prevent the corruption of original Arabic and to protect it. While that the primary sources in determining the rules of syntax were Qur’an verses, poetry and prose is unquestionable; hadiths were used later as well. Yet, scholars focused on whether hadiths can be used as witnesses in determining the rules of syntax discipline. While the first era linguists İbnud-Dâi and Ebû Ḥayyân opposed to the testimony of hadiths, they used them a few times in their works and preferred to remain silent. They were first used as witnesses by İbn Mâlik. Later, reconciliatory approach, which started with Şâtibî and continued with Suyûṭî, came into existence and it continued in the modern times.
Arabic Language and Rhetoric Syntax Hadith Producing a Witness Witness.
Hicrî ilk üç asır, Arap lisanı alanında yazılı malzemenin günümüze ulaşması ve önemli âlimlerinin bu dönemde yetişmesi sebebiyle daha sonraki dönemler için oldukça önemlidir. Hulefâ-yı Râşidîn Dönemi’nde başlayan fetih hareketleriyle Araplar’ın mevâlîyle birlikte yaşamaya başlaması fasih Arapçanın bozulmasına sebep olmuştur. Fasih Arapçanın bozulmasının önüne geçmek ve onu korumak için nahiv usulü kaidelerinin tespit edilip geliştirilme çalışmaları hız kazanmıştır. Tespit edilen nahiv kaidelerini saptamada ve doğrulamada tanık gösterilen temel kaynağın öncelikle Kur’an âyetleri, daha sonra şiir ve nesir olması tartışılmazken ileriki dönemlerde de hadisler tanık gösterilmeye başlanmıştır. Ancak, Arap bilim insanları hadislerin gramer kurallarının tespitinde tanık olarak kullanılıp kullanılmayacağı konusuna odaklanmıştır. İlk dönem dilcilerden İbnü’d-Dâi ve Ebû Ḥayyân hadislerin tanıklığına karşı çıkarken eserlerinde hadisleri birkaç defa tanık gösterip suskun kalmayı tercih etmişlerdir. İlk defa İbn Mâlik, hicrî yedinci asırda eserinde hadisleri tanık olarak kullanmıştır. Daha sonra eş-Şâtıbî ile başlayan ve Süyûtî ile devam eden uzlaşmacı yaklaşım ortaya çıkmış ve bu yaklaşım modern dönemde de devam etmiştir.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur. It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited
Destekleyen kurum yoktur.
İlginizden dolayı teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 7 |
Darulhadis İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.