Tarih boyunca devletler egemenlik alanları olarak öncelikle karaları belirlemişlerdir. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte denizlerde ve havada hakimiyet ve egemenlik kurma yarışına girmişlerdir. Bu bağlamda uluslararası denizler (açık denizler) ve uluslararası hava sahası tüm insanlığın ortak malı olarak belirlenmiştir. Son zamanlarda uzay da ulus-devlet egemenlik sınırlarının ötesinde var olan tüm insanlığın ortak malı olarak tanımlanmıştır. Tüm bu alanlarda çeşitli devletler ve şirketler balıkçılık, derin deniz madenciliği, deniz dibine boru hatları ve fiber optik kablolar döşenmesi, hava akımı uçuşları, uzaya uydular yerleştirerek haberleşme gibi faaliyetler yürütmektedir. Aslında insanlığın ortak malı olan bu alanlardaki kaynakların kullanım yarışı çeşitli tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bir devletin ya da şirketin bu alanları dilediği gibi kullanmasının, bu alanlarda bu teknolojiye ya da kabiliyete sahip olmayan insanların haklarına zarar verip vermediğinin tartışılması elzemdir. Bu bağlamda bu makale, devletlerin ulusal egemenlikleri dışında kalan deniz, hava ve uzay alanlarındaki egemenlik mücadelelerine odaklanacak ve esas olarak bu alanlardaki kaynakların kullanım yarışını analiz edecektir. Ayrıca, bu bölgeler için bir ulusötesi güvenlik teorisi geliştirmeye çalışacaktır.
Egemenlik Uluslararası Denizler Hava Sahası Uzay Kaynakların Kullanımı için Yarış İnsanlığın Ortak Mülkiyeti Ulusötesi Güvenlik
Throughout history, states have primarily designated lands as their areas of sovereignty. However, with the development of technology, they have entered a race to establish dominance and domination in the seas and the air. In this context, international seas (high seas) and international airspace have been determined as the common property of all humanity. Recently, space has also been defined as a common property of all mankind that exists beyond the borders of the nation-state sovereignty. In all these areas, various states and companies carry out activities such as fishing, deep sea mining, laying pipelines and fiber optic cables to the seabed, airflow flights, and communication by placing satellites in space. The race for the use of resources in these areas, which are indeed the common property of humanity, brings about various discussions. It is essential to discuss whether a state or company’s use of these areas as it wishes harms the rights of people who do not have this technology or capability in these areas. In this context, this article will focus on sovereignty struggles in sea, air, and space areas that are outside the national sovereignty of states, and it will mainly analyze the race for the use of resources in these areas. Moreover, it will also attempt to develop a theory of transnational security that delineates the limits of collective sharing by states on the use of these zones.
Sovereignty International Seas Airspace Space Race for the Use of Resources Common Property of Humanity Transnational Security
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Uzay, Denizcilik ve Havacılık Hukuku |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 28 Aralık 2024 |
| Kabul Tarihi | 3 Nisan 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 17 Sayı: 1 |
Dergimizde yayınlanmış makaleler kaynak gösterilmeden kullanılamaz
Dergideki yazıların bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir.
Denizcilik Fakültesi Dergisinin içeriği tüm kullanıcılara ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınevi Web Sitesi
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
Dergi İletişim Bilgileri Sayfası
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deudfd/contacts