This article will focus on the method developed and named “prefer-ence” (al-Tarjīh) to resolve the conflict and choose one of the evidences in the event of a conflict (al-Ta'āruz) in the methodology of jurisprudence. From the early periods, a vast literature has emerged where the conflicts that occur both within and between rational and transmitted evidences are discussed and the ways to resolve the conflict between them are shown in practice. One of the methodologists who addressed this issue is Imam al-Shātibī. In the meth-odology of jurisprudence, al-ta'āruz, which literally means conflict and contra-diction, refers to the confrontation of two equal pieces of evidence in the usul al-fiqh in such a way that one of them eliminates the ruling of the other. Ac-cording to many jurists, it is not possible to have a contradiction between the basic evidences of jurisprudence (Qur'an and Sunnah) in the real sense. al-Shātibī also shares this view. When it comes to jurisprudential evidences, the contradiction is not about the essence, but superficial. Jurists have developed many different methods to resolve this superficial contradiction. The prefer-ence method in the case of al-ta'āruz is a method that al-Shātibī also suggested to overcome the problems that jurists often encounter when they make ijtihad and especially insisted on his famous work of jurisprudence methodology, al-Muwāfaqāt. This article is a descriptive literature study, a source research that aims to reveal how a method is followed to resolve the contradiction between evidences in the methodology of jurisprudence and what is meant by the concepts of “al-Ta'āruz wa al-Tarjīh” based on al-Shātibī's book “al-Muwāfaqāt”. According to al-Shātibī, there is no real al-Ta'āruz (contradiction) between the texts. However, there may be conflicting perspectives among the mujtahids in understanding the texts. A deep and universal study should be made on the evidences that seem contradictory at first glance by the mujta-hids. Since the sensitivities and intelligences of the mujtahids differ from each other due to their being human, this situation causes conflicts to arise in the view of the evidences among the mujtahids, in understanding and interpreting them. Here, al-Shātibī suggests the use of the "preference" (al-Tarjīh) method he developed to find a solution to this problem and thus he wants to deter-mine the strongest and preferable one among the texts that seem contradictory.
I hereby declare that during the preparation of my work, I adhered to scientific and ethical principles, cited all the sources I utilized in the bibliography, and confirmed that my work was not financially funded and had no conflicts of interest.
Bu makalede fıkıh usulünde delillerin çatışması, karşı karşıya gelmesi durumunda (ta’âruz) çatışmayı gidermek ve delillerden birini tercih etmek üzere geliştirilen ve (tercih) diye isimlendirilen yöntem üzerinde durulacaktır. İlk dönemlerden itibaren akli ve nakli delillerin hem kendi içlerinde hem da aralarında vuku bulan çelişkilerin ele alındığı ve bunlar arasındaki çelişkiyi giderme yollarının uygulamalı olarak gösterildiği geniş bir literatür ortaya çıkmıştır. İşte bu konuyu ele alan usulcülerden biri de İmam Şâtıbî’dir. Kelime anlamı itibariyle, çatışma ve çelişki gibi anlamlara gelen ta’âruz, fıkıh usulünde iki eşit delil-den birinin diğerinin hükmünü ortadan kaldıracak şekilde karşı karşıya gelmesini ifade etmektedir. Gerçek manada fıkhın temel delilleri (Kur’an ve Sünnet) arasında bir çelişkinin bulunması birçok fakihe göre mümkün değildir. Şâtıbî de bu görüşü paylaşmaktadır. Fıkhi deliller söz konusu olduğunda çelişki daha çok öze dair değil yüzeyseldir. Fakihler söz konusu yüzeysel çelişkiyi gidermek için birbirinden farklı birçok yöntem geliştirmiştir. Ta'âruz durumunda tercih yöntemi fakihlerin içtihat ettiklerinde sıklıkla karşılaştıkları sorunların üstesinden gelmek için Şâtıbî tarafından da önerilen ve özellikle meşhur fıkıh usulü eseri el-Muvâfakât’ta üzerinde hassasiyetle durduğu bir metottur. Bu makale, fıkıh usulünde deliller arası çelişkiyi gidermek için nasıl bir yöntem takip edildiğini Şâtıbî’nin “el-Muvâfakât” adlı kitabı özelinde ele almayı ve “ta'âruz ve terciḥ” kavramlarından ne kastedildiğini ortaya koymayı amaçlayan betimsel bir litera-tür çalışması, kaynak araştırmasıdır. Sâtıbî'ye göre nasslar arasında gerçek manada bir ta'âruz (çelişki) bulunmaz. Ancak nassları anlamada müçtehitler arasında çelişkili bakış açıları bulunabilir. İlk bakışta çelişkili gibi görünen deliller üzerine müçtehitler tarafından derin ve evrensel bir çalışma yapılmalıdır. Müçtehitlerin söz konusu hassasiyetleri ve zekâları insan olmaları hasebiyle birbirleri arasında farklılık gösterdiğinden, bu durum müçtehitler arasında delillere bakışta, onları anlama ve yorumlamada ihtilafların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İşte Şâtıbî, bu soruna bir çözüm bulmak için geliştirdiği “tercih” yönteminin kullanılmasını ve bu sayede çelişkili gibi görünen nasslar arasında en güçlü ve tercihe şayan olanın tespit edilmesini önerir.
Çalışmamın hazırlanması esnasında bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu ve yararlandığım tüm kaynakları kaynakçada belirttiğimi, çalışmamın maddi açıdan fonlanmadığını, çıkar çatışması bulunmadığını beyan ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 60 |