Mazmun comes from Arabic (< z-m-n) means content, contents, extension; but in classical Turkish poetry this term is defined different ways by researchers, for instance; to hide a something with saying characters of it or using another words and concepts of it, a poet’s ability which is about burying of poetic meaning in poetry, metaphor, figure, expression with literary, imaginations, ideas, beliefs, allusion which is a way using by the poet for expressing his thoughts, ariginal speech, an image not used before, skill, proficiency, competence, masterstroke and mastery about saying in poem, a secret meaning in a word or couplet or line in Turkish poetry. ^Alí Şír Nevayí (1441-1501) uses this word “mazmun” in his book named Mugakamat al-lugatayn which in compares Turkish language with Persian and arranges in order a hundred Turkish words and says that there are not words or like this words have same meaning or suchlike meaning in Persian language. Some of them are sıpkar-, tamşı-, yıglamsın-, bohsa-, iñre-, siñre-, sıkta-, ökür-, inçkir-, hay hay yıgla-, telmür-, kımsan-, kızgan-, bezen-, çökür, ah ile ısıg dem, kabag and meñ. All of these words are about drinking, love, lover, darling. According to Nevayi “mazmun” means concept special to poetry.
Mazmun, (< Ar. z-m-n) “içerik, muhteva, kapsam” anlamına gelir. Bir edebî kavram olarak ise; bir şeyi, o şeyin vasıflarını veya o şeyi çağrıştıracak kelime ve kavramları zikrederek bir ibarenin içinde gizlemek; bir mana veya mefhumu, özelliklerini çağrıştıracak kelime grupları içinde gizleme sanatı; oyun, hüner, sanat; dolaylı anlatım, telmih, teşbih, istiare ve mecaz gibi sanatlarla mukayyet bir kavram; beyitler içindeki gizli olan sanatlı anlam; divan edebiyatının kendi dünyası içerisindeki bilinen hayal, inanış ve düşüncelerin beyit ya da beyitlerdeki dolaylı anlatımı; anlam, öz, verilmek istenen düşünce; şiirde ustaca söylenmiş söz; ince, zarif anlatım; benzeri az olan hatta bulunmayan söz; sanatçının hüner gösterme isteğinin sonucunda ortaya çıkan söz ustalığı; kavramlara anlam verebilme işi; divan şiirinin kuralcı yapısı içinde mütalaa edilen teşbih ve mecazlar; bir sözün altında gizli olan mana şeklinde tanımlanmıştır. Nevayî, Mugakemetü ^l-lugateyn adlı eserinde Türkçe ile Farsçayı karşılaştırır ve Farsçada karşılığı bulunmayan 100 Türkçe sözcüğü örnek verir. Bunlardan birkısmı şiir sanatı ile ilgilidir. Şiirin temel konusu olan aşk, sevgili ve âşıkla ilişkili olarak sıpkar-, tamşı-, yıglamsın-, bohsa-, iñre-, siñre-, sıkta-, ökür-, inçkir-, hay hay yıgla-, telmür-, kımsan-, kızgan-, bezen-, çökür, ah ile ısıg dem, kabag ve meñ sözcüklerini “mazmun” adıyla sıralar. Buna göre Nevayî mazmunu “şiire özgü anlam, kavram, mefhum” karşılığında kullanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Tanıtımları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 |
Makale gönderme ve takip:
Makalelerinizin gönderimini dergimizin dergipark web ana sayfasından "Makale Gönder" seçeneği ile yapabilirsiniz. Daha sonraki süreci ise “Dergipark Sistemi”nden takip edebilirsiniz. Herhangi bir sorun yaşamanız halinde lütfen aşağıdaki adreslere bilgi veriniz.
Nihat Öztoprak (Başeditör): noztoprak@fsm.edu.tr
Bünyamin Ayçiçeği (Editör): bunyamin.aycicegi@istanbul.edu.tr
Nusret Gedik (Editör Yardımcısı): nusret.gedik@marmara.edu.tr