Anadolu’da ilk ürünlerini vermeye başlayan Türk edebiyatı, göçerlerin yeni dini ve yeni kültürleri tanıma sürecinin etkisinde şekillenmiştir. Sözlü kültürün ve henüz kurumsallaşma öncesi inanç düzeninin etkisi de söz konusu edildiğinde, Anadolu’da kendine özgü bir edebi dil ortaya çıkmış oldu. İslam dinini göç sürecinde tanımış olan Türk toplumu, tabiatına da uygun olan ezoterik yatkınlık nedeniyle adına daha sonra tasavvuf diyeceğimiz bir duygu dilini özümsemiştir. Bahsi geçen İslamlaşma ve Batıya doğru göç sürecinde, manevi hava Melâmet merkezli bir maneviyat ekseninde şekillenmekte idi. Anadolu’daki öncülere bakıldığında ilk edebi üretim yapan sanatçıların hemen hepsinin Melâmet meşrepli aşk anlayışını dile getirdikleri görülür. Zamanla Anadolu’ya özgü hale gelen bu gezginci dervişliğin en yetkin temsilcilerinden biri de Kaygusuz Abdâl’dır. Bu makalede, eserlerinden hareketle Kaygusuz’un Melâmet algısı üzerinde durulacak ve eserlerine yansıması ele alınacaktır. Erkan ve doktrin açısından Anadolu Melâmîliği bağlamında Kaygusuz Abdâl’ın yeri ve önemi üzerinde durulacaktır. Melâmet doktrinine uygun düşen anahtar kavramlar üzerinden Kaygusuz’un Melâmete yaklaşımı ve kendine özgü söylemi ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır.
Turkish literature, which started to give its first products in Anatolia, was shaped under the influence of the process of recognizing the new religious and new cultures of the nomads. When the influence of the oral culture and pre-institutionalization of the order of belief was mentioned, a literary language emerged in Anatolia. Turkish society, who recognized the religion of Islam in the process of immigration, assimilated a sense of emotion which we would call sufism in the name of esoteric predisposition. In the process of Islamization and migration to the West, the spiritual air was formed on the axis of a spirituality centered on Melâmet. When we look at the pioneers in Anatolia, it is seen that almost all of the artists who make the first literary production express their understanding of Melâmet love. Kaygusuz Abdâl is one of the most competent representatives of these sofists who have become peculiar to Anatolia. In this article, we will focus on Kaygusuz Abdâl 's Melâmet perception and reflect on his works. In terms of doctrine, the place and importance of Kaygusuz Abdâl in the context of Anatolian Melâmet will be emphasized. The key concepts of the Melâmet doctrine will attempt to elucidate Kaygusuz Abdâl 's approach to discourse and his own discourse.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 21 Sayı: 21 |
Makale gönderme ve takip:
Makalelerinizin gönderimini dergimizin dergipark web ana sayfasından "Makale Gönder" seçeneği ile yapabilirsiniz. Daha sonraki süreci ise “Dergipark Sistemi”nden takip edebilirsiniz. Herhangi bir sorun yaşamanız halinde lütfen aşağıdaki adreslere bilgi veriniz.
Nihat Öztoprak (Başeditör): noztoprak@fsm.edu.tr
Bünyamin Ayçiçeği (Editör): bunyamin.aycicegi@istanbul.edu.tr
Nusret Gedik (Editör Yardımcısı): nusret.gedik@marmara.edu.tr