Geyik Türk kültürünün en önemli motiflerindendir. İslam öncesi dönemde Türkler arasında ongun olarak kabul görmüş ve "kut"lu bir hayvan olduğuna inanılmıştır. Zaman içerisinde geyikler hakkında çeşitli mit ve efsaneler ortaya çıkmış; bu anlatılar şifâhî kültüre sahip Türkler arasında nesilden nesile aktarılmıştır. Tanrı ile irtibatlı olduğu düşünülen geyik genellikle iyilik getiren bir hayvan olarak kabul görmüştür. Halı, kilim ve taş baskı örtülerin vazgeçilmez motiflerinden biri olan geyik Türkler’in İslâmiyet’i kabulüyle birlikte yavaş yavaş mitolojik karakterini terk etmeye başlamıştır. XIV. yüzyılda Anadolu sahasında ortaya çıkan geyik destanlarında avcıdan kaçan mazlum bir av hayvanıdır ancak mucizevi şekilde dile gelip Hz. Peygamber’i tasdik etmiştir. Osmanlı şiirinde ise geyik tamamen mitolojik özelliklerinden sıyrılarak yerini daha küçük bir tür olan âhû yani ceylana bırakır. Âhû, gözlerinin güzelliği ve saçtığı misk kokusuyla Osmanlı şâirlerinin en çok rağbet ettiği teşbih unsurlarından biri olmuştur. XIII. asrın mutasavvıf şâirlerinden Mevlânâ’nın dîvânında göz ve misk ile sunulan âhû imgesinin yanında Orta Asya Türk kültüründen izler taşıyan bir ceylan motifi de mevcuttur. Dîvândaki ilgili beyitler tespit edilerek “kut”lu ceylan motifi tahlil edilmiştir. Bu imgenin temsil ettiği unsurlar ortaya konmuş ve işaret ettiği tasavvufi anlamlar açıklanmaya çalışılmıştır.
Mevlânâ Dîvân-ı Kebîr geyik âhû ceylan imge motif Türk mitolojisi
Deer is one of the most important motifs of Turkish culture. In the pre-Islamic period, it was accepted as totem among the Turks and was believed to be a "blessed" animal. Over time, various myths and legends about deer have emerged and these narratives have been passed down from generation to generation among Turks who have a verbal culture. Deer, which was thought to be connected with God, was generally accepted as a benevolent animal. Deer, which is one of the indispensable motifs of carpets, rugs and lithographs, has gradually started to abandon its mythological character with the acceptance of Islam by the Turks. It is an oppressed game animal that escaped from the hunter in the deer epics that emerged in the Anatolian field in the 14th century, but it miraculously came to the fore and approved Prophet Muhammad. In Ottoman poetry, the deer is completely stripped of its mythological features and is replaced by a smaller species, ahu, the gazelle. With the beauty of his eyes and the scent of musk, ahu became one of the most sought-after elements of simile by Ottoman poets. In addition to the ahu image presented with eyes and musk in the diwan of Rumi, one of the 13th century sufi poets, there is also a gazelle motif bearing traces of Central Asian Turkish culture. The relevant couplets in the diwan were determined and the motif of "blessed gazelle" was analyzed. The elements represented by this image have been revealed and the mystical meanings it points to have been tried to be explained.
Rumi Diwan-e Shams-e Tabrizi deer gazelle image motif Turkish mythology
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 27 Sayı: 27 |
Makale gönderme ve takip:
Makalelerinizin gönderimini dergimizin dergipark web ana sayfasından "Makale Gönder" seçeneği ile yapabilirsiniz. Daha sonraki süreci ise “Dergipark Sistemi”nden takip edebilirsiniz. Herhangi bir sorun yaşamanız halinde lütfen aşağıdaki adreslere bilgi veriniz.
Nihat Öztoprak (Başeditör): noztoprak@fsm.edu.tr
Bünyamin Ayçiçeği (Editör): bunyamin.aycicegi@istanbul.edu.tr
Nusret Gedik (Editör Yardımcısı): nusret.gedik@marmara.edu.tr