Hz. Peygamber’in risalet misyonu, onun söz ve eylemlerinin dini kaynak olmasının ana sebebidir. Vahyi hem ileten hem de pratize eden bir örneklik konumunda olması, onun söz ve uygulamalarını Allah kelamından sonra ikinci kaynak kılmaktadır. Risalet misyonu özünde, vahyin hayata nasıl taşınacağına dair bir örneklik sunmaktır. Hz. Peygamber, ahlakî ilkeler manzumesi olan dinin tabiatına dair önemli beyanlarda bulunmuştur. Bu beyanlar tikel olaylar karşısında irad edilmiş sözler olsa da vahyin inşa etmek istediği dünyanın temel parametrelerini sunmaktadır. Bu parametrelerden biri olan hanîflik, ilahî vahyin de vurguladığı inşa edici bir kavram olması hasebiyle incelenmeye değerdir. Semâhat temelli hanîfliğe vurgu yapan hadisler, bir varlık tasavvuru oluşturmaya matuf rivayetler olarak öne çıkmaktadır. Özellikle İbrahim Peygamberin (a.s.) tutum ve duruşunu ifade eden bir Kur’ânî kavram olarak haniflik, hadislerde de din-fıtrat ve insan-varlık ilişkisine dair önemli bir ontolojik zemin sağlayan merkezî bir kavram olarak takdim edilmiştir. Bu ontolojik zemin, varlığı ve hadiseleri okumada vahiy merkezli bir dünya görüşü oluşturmaya matuf olması hasebiyle hayatî bir önemi haizdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 21 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 24 Sayı: 1 |
Bu dergide yayınlanan tüm çalışmalar, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License kapsamında lisanslanmıştır.