Objectives: The progressive understanding of the mechanical function of the patella makes preservation of its geometry is mandatory, particularly during its reconstruction. Objectives of this study were to compare the patellar dimensions after surgical and conservative treatment for patellar fractures in children and to present influence of the changes in the patellar dimensions on the knee motions. Materials and methods: Two groups of children with patellar fractures their ages at time of injury averaged 12 years. One group included five children, was treated surgically using of the inter-fragmentary wiring technique and the other group that includes seven children was treated conservatively. Patients were prospectively followed for a period-averaged 65.5 months, the knee function and the patellar dimensions were assessed clinically and radiographically. Results: The group was treated surgically reported insignificant increase in the patellar longitudinal length and reported no extension lag; however, reported average 9° flexion deficit, which is possibly correlated to radiographic increase of the patellar thickness. The group was treated conservatively reported significant increase in the patellar longitudinal length and reported extension lag averaged 4.3° and flexion deficit averaged 7.14°. Conclusions: Surgical treatment preserved to great extent the longitudinal patellar length but it failed to preserve the patellar thickness particularly in the comminuted patellar fractures. The patellar elongation caused extension lag and flexion deficit while the mere increase of the patellar thickness produced flexion deficit without extension lag.
Amaç: Diz kapağının mekanik fonksiyonlarının giderek daha iyi anlaşılması, onun geometrisini özellikle tamiri sırasında korumayı zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çocuklarda diz kapağı kırığı için uygulanan cerrahi ve konservatif tedavi sonrası diz kapağı boyutlarını karşılaştırmak ve diz kapağı boyutlarındaki değişikliklerin diz kapağı hareketlerine etkisini göstermektir. Gereç ve yöntem: Yaş ortalaması 12 yıl olan iki grup diz kapağı kırığı olan çocuk diz yaralanması sırasında karşılaştırıldı. İlk grup fragmentleri cerrahi olarak telle bağlama tekniği ile tedavi edilen beş çocuk, diğer grup ise konservatif tedavi uygulanan yedi çocuğu içermekte idi. Hastalar prospektif olarak 65.5 ay süreyle izlendi. Bulgular: Cerrahi tedavi yapılan grupta diz kapağı uzunluğunda önemsiz bir artış oldu ve ekstansiyon kısıtlılığı oluşmadı. Ancak cerrahi grupta muhtemelen diz kapağı kalınlığındaki radyografik artışla bağıntılı olarak 9° fleksiyon kaybı gözlendi. Konservatif tedavi edilen grupta diz kapağı uzunluğunda anlamlı artış ve 4,3° ekstensiyon kaybı ve 7,14° fleksiyon kaybı gözlendi. Sonuç: Cerrahi tedavi diz kapağı uzunluğunu büyük oranda korumakla birlikte, kalınlığını korumada özellikle parçalanmış kırıklarda başarısız oldu. Diz kapağı germesi ekstansiyon kısıtlılığı ve fleksiyon kaybına yol açarken; diz kapağı kalınlığındaki hafif artış ekstansiyon kısıtlılığı olmaksızın fleksiyon kaybına yol açtı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 39 Sayı: 4 |