Objectives: To evaluate the results obtained from male subjects who underwent pterygium surgery with conjunctival autograft and to calculate the induced astigmatism. Materials and methods: Pterygium surgery with conjunctival autograft was performed on 22 eyes of 20 subjects diagnosed with primary pterygium. If pterygium caused a vision problem or approached the pupil level, and if surgery was requested from the individuals for cosmetic reasons, the decision to operate was made. Patients who underwent any ocular surgery, have ocular surface disease, eyelid problems or systemic disease were not included in the study. A complete ophthalmologic examination was performed before surgery, at one month following the surgery, and during the final controls. Induced astigmatism was calculated by using refractive parameters and Vectorial Analysis Program. Results: Twenty-two eyes of 20 subjects were included in the study. Mean age was 22.50 ± 4.15 (20-39) years. All subjects included in the study were male patients. Of the 22 eyes, 14 were right and 8 were left eyes. In the evaluations of visual acuity and intraocular pressure values pre- and post- surgery, no statistical significance was detected (p=0.142, p=0.831). During the surgery, relapse was detected in 4 eyes (18%) and conjunctival granuloma (9%) was detected in 2 eyes. Following the surgery, arithmetic average of the induced astigmatisms at 1st month was 0.91±1.19 D; against-the-rule astigmatism was detected in nearly 60% of the eyes. The subjects were followed up for 93.59±36.47 days after the surgery. Conclusion: In primary pterygium subjects of young age, surgery with conjunctival autograft was considered as a preferable method due to its low number of relapse and complications, as well as absence of any adverse effect on visual acuity.
Amaç: Genç yaşta konjonktival otogreftli pterjiyum cerrahisi yapılan erkek olguların sonuçlarının değerlendirilmesi ve indüklenen astigmatizmanın hesaplanması. Gereç ve yöntem: Primer pterjiyum tanılı 20 olgunun 22 gözüne konjonktival otogreftli pterjiyum cerrahisi uygulandı. Pterjiumun görmede şikayet oluşturması, pupil hizasına yaklaşmış olması ve kozmetik sebeplerle kişilerin ameliyat istemeleri halinde ameliyata karar verildi. Herhangi bir oküler cerrahi geçirmiş hastalar, oküler yüzey hastalığı, göz kapak problemi olanlar ve sistemik hastalığı olanlar çalışmaya dahil edilmedi. Ameliyat öncesi, ameliyat sonrası 1.ay ve en son kontrollerinde tam bir oftalmolojik bakı yapıldı. İndüklenmiş astigmatizma refraktif parametreler kullanılarak Vektöryel Analiz Programı\'ndan yararlanılarak hesaplandı. Bulgular: Yirmi olgunun 22 gözü çalışmaya dahil edildi. Yaş ortalaması 22.50 ± 4.15 (20-39) yıl idi. Çalışmaya dahil edilen 20 olgunun hepsi erkek hastalardan oluşmuştur. Yirmi iki gözün 14\'ü sağ, 8\'i sol gözdür. Görme keskinliği ve göz içi basıncı değerlerinin ameliyat öncesi ve sonrası tüm değerlendirmelerinde istatistiksel olarak anlamlılık saptanmamıştır.(p=0.142,p=0.831) Ameliyat sonrasında 4 gözde nüks (%18), 2 gözde konjonktival granülom (%9) görülmüştür. Ameliyat sonrası ortalama 1.aydaki indüklenmiş astigmatizmalarının aritmetik ortalaması 0.91±1.19 D olarak bulunmuş, gözlerin yaklaşık % 60\'ında kurala aykırı astigmatizma saptanmıştır. Olgular ameliyat sonrası ortalama 93.59±36.47 gün takip edilmiştir. Sonuç: Genç yaştaki primer pterjiumlu olgularda, konjonktival otogreftli cerrahinin nüks ve komplikasyonlarının az olması ayrıca görme keskinliği üzerine olumsuz etkisinin bulunmaması nedeniyle tercih edilebilir yöntem olduğu düşünülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2012 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 39 Sayı: 3 |