Amaç: Bu çalışma, cerrahi sonrası izole pelvik ve/veya periaortik lenf nodu rekürrensi (LNR) gelişen endometrioid tip endometrial kanser (ETEK) hastalarında prognozu ve onkolojik sonuçları etkileyen faktörleri değerlendirmeyi amaçlamıştır.
Yöntemler: Hastanemizde 2017-2024 yılları arasında ETEK nedeniyle histerektomi ve salpingooferektomi yapılan 24 hasta üzerinde retrospektif bir analiz gerçekleştirildi. Bu hastalarda lenfatik rekürrens paternleri şu şekilde kategorize edildi: 6 hastada (%25,0) izole pelvik lenf nodu metastazı (PLNM), 7 hastada (%29,2) izole periaortik lenf nodu metastazı (PALNM) ve 11 hastada (%45,8) hem PLNM hem de PALNM. Rekürrens sonrası sağkalım sonuçları değerlendirildi ve rekürrens sonrası sağkalımı etkileyen faktörleri belirlemek için lojistik regresyon analizi uygulandı.
Bulgular: Rekürrens sonrası sağkalımı ≥2 yıl olan 8 hasta (%33,3) tespit edildi. Tek değişkenli analizde grade 3 tümörler, derin miyometriyal invazyon, hastalıksız sağkalım süresinin (DFS) ≥18 ay olması ve rekürrens cerrahi rezeksiyonu prognozu etkileyen önemli faktörler olarak belirlendi. Ancak çok değişkenli analizde bağımsız prognostik faktörler bulunamadı. Özellikle, grade 3 tümörler ve derin miyometriyal invazyon daha kötü sağkalım sonuçları ile ilişkilendirilirken, uzun DFS süresi (≥18 ay) ve rekürrens cerrahisi prognoz üzerinde olumlu bir etkiye sahipti.
Sonuç: ETEK ve izole lenfatik rekürrensi olan hastalarda, grade 3 tümörler ve derin miyometriyal invazyon sağkalım sonuçlarını olumsuz etkileyebilir. Uzun DFS süresi (≥18 ay) ve rekürrens cerrahisi prognozla ilişkili önemli faktörlerdir. Bu bulgular, bu hasta popülasyonunda sonuçları optimize etmek için bireyselleştirilmiş yönetim stratejilerinin önemini vurgulamaktadır.
Azerbaycan Tıp Üniversitesi Onkoloji Bölümü yerel etik kurulundan onay alınmıştır (30/24 numara 2024/01/24 tarihli).
Objective: This study aimed to evaluate factors influencing prognosis and oncological outcomes in patients with endometrioid-type endometrial cancer (EEC) who developed isolated pelvic and/or periaortic lymph node recurrence (LNR) after surgery.
Methods: A retrospective analysis was conducted on 24 patients who underwent hysterectomy and salpingo-oophorectomy for EEC in our hospital between 2017 and 2024. Among these patients, lymphatic recurrence patterns were categorized as follows: isolated pelvic lymph node metastasis (PLNM) in 6 patients (25.0%), isolated periaortic lymph node metastasis (PALNM) in 7 patients (29.2%), and both PLNM and PALNM in 11 patients (45.8%). Survival outcomes after recurrence were evaluated, with logistic regression analysis applied to identify factors affecting post-recurrence survival.
Results: Post-recurrence survival ≥2 years was observed in 8 patients (33.3%). Univariate analysis identified grade 3 tumors, deep myometrial invasion, disease-free survival (DFS) ≥18 months, and surgical resection of recurrence as significant factors influencing prognosis. However, multivariate analysis did not reveal any independent prognostic factors. Notably, grade 3 tumors and deep myometrial invasion were associated with poorer survival outcomes, while longer DFS (≥18 months) and surgical resection of recurrence had a favorable impact on prognosis.
Conclusion: In patients with EEC and isolated lymphatic recurrence, grade 3 tumors and deep myometrial invasion appear to negatively affect survival outcomes. A longer DFS (≥18 months) and surgical resection of recurrence are important factors associated with improved prognosis. These findings highlight the need for individualized management strategies to optimize outcomes in this patient population.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi, Tıp Eğitimi, Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 6 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 52 Sayı: 3 |