Kelam ilmi, başlangıçta bir nas yorumu olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönemde kelamın temel meseleleri irade hürriyeti ekseninde Allah’ın zatı, sıfatları, nübüvvet, kader ve ahiret bahisleridir. Gerek bu konularda yapılan tartışmalarda gerek gayrimüslimlerle yapılan tartışmalarda kullanılan deliller, bir bütün olarak varlık hakkında konuşmayı gerekli kılmıştır. Tek tek bütün mevcutlar hakkında konuşmak imkansız olduğundan, mevcutlar genel kavramlar altında sınırlanmıştır. Böylece bir nas yorumu olarak ortaya çıkan kelam ilmi, hicrî ikinci yüzyılın sonlarından itibaren Mu‘tezile kelamcıları tarafından metafizik bir disiplin haline getirilmiştir. Kelam ilminin bu dönemde şekillenen temel meseleleri ve bu meselelerin tertibi sonraki yüzyıllarda bu şekilde varlığını sürdürmüştür.
Kalâm in early times of Islam developed as interpretation
of nass (Quranic verses). In this period the main problems
of kalâm are God and his attributes, prophecy, destiny, and
the life after death. Both the arguments used in debates on
these subjects and the debates against non-Muslims necessitate
to speak of existence and all beings. Because of
the speaking on all individual beings is impossible, beings
were limited in general concepts. Thus, the science of kalâm
turned into a metaphysical discipline by the attempt of
Mu‘tazilî mutakallimûn towards the end of the second
century AH. The main problems of kalâm and order of these
problems in the books of kalâm were determined in this
period, and continued as determined latter centuries.
Diğer ID | JA35VH72FP |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 23 |