Amaç:
Dental restoratif materyallerin uzun ömürlülüğü, başarılı klinik sonuçlar için kritik bir faktördür. Bu çalışmanın amacı, restoratif materyallerin ağız içi koşullar altında performansını değerlendirmek için kullanılan yaşlandırma protokollerini analiz etmek, bu yöntemlerin güçlü ve zayıf yönlerini ele almak ve daha iyi simülasyon sağlayacak yeni protokol ihtiyaçlarını vurgulamaktır.
Gereç ve Yöntemler:
Yaşlandırma protokolleri, sıcaklık dalgalanmaları, pH değişimleri, enzimatik aktivite ve mekanik kuvvetler gibi ağız içi koşulları taklit etmek için geliştirilmiştir. Bu yöntemler arasında suda depolama, sodyum hipoklorit (NaOCl) maruziyeti, pH döngüsü, termal döngü ve çiğneme simülasyonu yer alır. Bu teknikler, malzemelerin dayanıklılığını değerlendirmek için hidrolitik bozulma, kimyasal direnç, termal stabilite ve mekanik aşınma gibi performans özelliklerine odaklanmaktadır.
Bulgular:
Her bir yaşlandırma yöntemi, restoratif malzemelerin dayanıklılığı hakkında değerli bilgiler sağlamaktadır. Ancak, mevcut protokoller genellikle ağız boşluğunun karmaşık ve çok faktörlü ortamını tam olarak taklit edememektedir. Bu durum, klinik koşulları daha iyi simüle edebilecek daha sofistike protokollere duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır.
Sonuçlar:
Mevcut yaşlandırma yöntemlerinin avantajları ve sınırlamaları değerlendirildiğinde, klinik bağlamda daha doğru ve güvenilir simülasyon sağlayacak protokollerin geliştirilmesi gerekliliği öne çıkmaktadır. Bu, restoratif materyallerin dayanıklılığını ve klinik etkinliğini artırarak uzun vadeli başarıyı destekleyecektir.
Dental restoratif materyaller yaşlandırma protokolleri termal döngü çiğneme simülasyonu malzeme dayanıklılığı.
Objective:
The longevity of dental restorative materials is a critical factor for successful clinical outcomes. This study aims to analyze the aging protocols used to evaluate the performance of restorative materials under oral conditions, discuss the strengths and limitations of these methods, and highlight the need for new protocols that provide improved simulation.
Materials and Methods:
Aging protocols have been developed to mimic oral conditions such as temperature fluctuations, pH changes, enzymatic activity, and mechanical forces. Commonly used methods include water storage, sodium hypochlorite (NaOCl) exposure, pH cycling, thermal cycling, and chewing simulation. These techniques focus on assessing specific performance properties, such as hydrolytic degradation, chemical resistance, thermal stability, and mechanical wear.
Results:
Each aging method provides valuable insights into the durability of restorative materials. However, current protocols often fail to fully replicate the complex and multifactorial environment of the oral cavity. This highlights the need for more sophisticated protocols that better simulate clinical conditions.
Conclusion:
Evaluating the advantages and limitations of existing aging methods underscores the necessity for developing more accurate and reliable protocols for clinical simulation. This advancement would enhance the durability and clinical efficacy of restorative materials, promoting long-term success.
Dental restorative materials aging protocols thermal cycling chewing simulation material durability.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Çocuk Diş Hekimliği |
| Bölüm | Pediatric Dentistry |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 28 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 14 Temmuz 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 3 |
"Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir."