Toplumsal bellek çalışmalarının, son yıllarda kendi disiplinlerarası alanını oluşturmasının yanı sıra büyük bir ilgi gördüğü de söylenebilir. Bu yükselişte özellikle İkinci Dünya Savaşı ve Holocaust sonrası sözlü tarih çalışmalarının başlamasının etkisinden söz etmek mümkün. Peki, başka hangi faktörler bu ilginin artmasına sebep oldu? Neden günümüzde daha fazla toplumsal bellek, sözlü tarih ya da alternatif anlatıları konuşuyoruz?
Dediğiniz gibi toplumsal bellek çalışmalarının 2. Dünya Savaşı sonrası soykırımdan kurtulanların tanıklığını sesli ve görüntülü bir arşiv haline getirmek üzere başladığı ve ardından Doğu Avrupa ve Latin Amerika’daki anti-demokratik rejimlerin çöküşü itibariyle daha geniş bir sahaya yayıldığı görüşü yaygın bir kabul. Sorunuzu belki bir adım geriye çekilerek cevaplamakta fayda var. Ne oldu da günümüzde başka anlatılardan, deneyimlerden haberdar olmaya başladık? Bunu bir tek 2. Dünya Savaşı sonrası sözlü tarih çalışmalarının gelişmesiyle açıklayamayız. Evet, 1945 önemli bir kırılma noktasıydı ama bir başlangıç mıydı tartışmak gerekir. Çünkü bu deneyimler, anlatılar daha öncesinde de vardı, ancak belki Assmann’ın dediği gibi daha ziyade bir iletişimsel bellek 232 4. Boyut Journal of Media and Cultural Studies - 4. Boyut Medya ve Kültürel Çalışmalar Dergisi Demokrasi ve Anti-Demokrasi Çatışmasında Bir Mücadele Alanı Olarak Toplumsal Bellek: Reyhan Ünal Çınar... ve belki bir kültürel bellek aşamasına kadar haberdar olunuyordu. Dolayısıyla farklı bellek anlatıları, makro anlatıların hegemonik dünyasında ya kaybolup gidiyor ya da hatırlanacak kadar bile kamusallaşamıyordu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Söyleşi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 25 |