The nature and origin of knowledge, and the problem of truth are perennial problems of philosophy. In Islamic philosophy the epistemological inquiry primarily concerns perception and the three-way relationship between the percept, the perceived object, and perception. The Meşşâ’î (Peripatetic) account of knowledge as the “illustration” of the reality of the perceived object in the soul, or the presence of its essence in the soul, lead to confusion of category between substance and accident. Thus, in response other theories of knowledge were posited such as knowledge as the quality by correlation, knowledge as imaging of forms, and knowledge as the inherence of the quiddities of the perceived object in the soul. In the Islamic world it can be spoken of a series of thinkers who were interested in the subject, directly or indirectly; among them are Fârâbî, Ibn Sînâ, Suhrawardi, Fahrettin Râzî, Nasır Tûsî, Ali Tûsî, Ali Kuşçu, Hocazâde, Deştekî, Erdebîlî, Devvânî, Kemal Paşazâde, Molla Sadrâ, Lâhicî, Ismail Gelenbevî, R. Ali Tebrîzî. Of these we have been interested especially in N. Tûsî, A. Tûsî, Devvânî, Erdebîlî, and Gelenbevî
Bilginin mahiyeti ve kaynağı problemi ile hakikat problemi felsefenin daimi problemleridir. İslam felsefesinde epistemolojik soruşturma öncelikle algı hakkında ve algı, algılanan nesne ve algılama arasındaki üçlü etkileşim hakkındadır. Bilgiyi, algılanan nesnenin ruhtaki “ilüzyonunun” gerçekliği ya da nesnenin ruhtaki özünün mevcudiyeti olarak izah eden Meşşa‘i (Peripatetik) anlayışı, töz ve ilinek arasında kategori karmaşasına neden olmaktadır. Bu nedenle cevaben, koreleasyona bağlı değer, formların görülenmesi, algılanan özlerin ruhta bölünmezliği gibi başka bilgi kuramları ortaya konuldu. İslam dünyasında bu konuyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilenmiş olan bir dizi düşünür sayılabilir; bunlardan birkaçı Fârâbî, İbn Sînâ, Suhreverdî, Fahrettin Râzî, Nasır Tûsî, Ali Tûsî, Ali Kuşçu, Hocazâde, Deştekî, Erdebîlî, Devvânî, Kemal Paşazâde, Molla Sadrâ, Lâhicî, İsmail Gelenbevî ve R. Ali Tebrîzî’dir. Biz bunlar arasında özellikle N. Tûsî, A. Tûsî, Devvânî, Erdebîlî ve Gelenbevî üzerinde durduk
Diğer ID | JA36DD39TB |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 9 |