Turkish alchemy, follows the tradition of alchemy dating back to zosimos and developed by jaber b. Hayyân. In this tradition, material and spiritual elements of alchemy are together. Besides the studies and works of Hayyân, those of Ali Aydemiroglu el-Cildeki (d. 1363), who placed the emphasis on the applied aspect of alchemy, played an important role in the formation of the Ottoman alchemy tradition.The best-known figure of the Ottoman tradition of alchemy is Ali Celebi of İznik (1609?). Celebi is the follower of Hayyân, Ebû Bekr el-Râzî (Rhazes) and Cildeki. His Works contain the material and spiritual elements of alchemy. Also with the effect of Ali Celebi’s theoretical and applied studies and works, 16th and 17th centuries passed very actively. Tradition of Ottoman alchemy interacted with the tıbb-ı cedid (new medicine) movement in the 18th century and affected the medicine. One of the significant representatives of this movement was Omer Şifai of Bursa. The first important representative of chemistry, gaining independence from alchemy, is Başhoca İshak Efendi. He is succeeded by such chemists as Chemist Derviş Pasha and Aziz Bey of Crimea.Our study is based on primary sources and as such, it is intended to reveal the Turkish-Islamic cultural elements that affected the transition process of alchemy
İslam Uygarlığı’nın kültürel mirasçısı olan Osmanlı-Türk simyası, kökleri zosimos’a dayanan ve Câbir b. Hayyân tarafından geliştirilen simya geleneğini izler. Bu gelenekte maddi ve manevi simya unsurları bir aradadır. Hayyan’ın çalışmalarının yanı sıra simyanın uygulamalı yönüne ağırlık vermiş olan Ali Aydemiroğlu el-Cildekî’nin (öl.1363) çalışmaları da Osmanlı simya geleneğinin oluşmasında etkin rol oynar. Osmanlı simya geleneğinin en tanınmış ismi İznikli Ali Çelebi (?-1609)’dir. Fâzıl Ali Bey olarak da bilinen Çelebi, Hayyân ve zekeriyâ Râzî ile Cildeki’nin izleyicisidir. Eserlerinde maddi ve manevi simya unsurları bir aradadır. Ali Çelebi’nin teorik ve uygulamaya yönelik çalışmalarının da etkisiyle oldukça hareketli geçen 16. ve 17. yüzyılların ardından, Osmanlı’da simyadan kimyaya geçiş süreci başlar.Osmanlı’da simya geleneği, 18. yüzyılda tıbb-ı cedîd akımı ile etkileşime geçer ve tıbbı etkiler. Bu akımın önemli temsilcilerinden biri olan Bursalı Ömer Şifai aynı zamanda bir mutasavvıftır ve metallerin altına dönüşümü ile simyacının yetkinleşmesi arasında kurulan ilişkiyi, kamil insan olma süreci ve hali için model olarak görür. Simyadan bağımsızlaşan kimyanın ilk önemli temsilcisi Başhoca İshak Efendi’dir. Onu, Kimyager Derviş Paşa ve Kırımlı Aziz Bey gibi kimyagerler izler.Çalışmamızda birincil kaynaklardan yararlanılarak, İslam Uygarlığı’ndan Osmanlı’ya miras geçen simyanın kimyaya dönüşüm sürecinde dönüşümü etkileyen Türk-İslam kültürü unsurları ortaya konmaya çalışılacaktır
Diğer ID | JA33HN74TU |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 9 |