Yazınsal sanat yapıtları bize nesnelerin ve durumların saf yönelimsel olduğu kurmaca dünyalar sunar. Bu nesne ve durumların yapıtın kendisinden bağımsız bir ontik alanda karşılıkları yoktur. Fakat bu durum yazınsal sanat yapıtını oluşturan cümlelerin bir iddia ortaya koyma gücünden mahrum oldukları anlamına gelmez. Yazınsal yapıtı oluşturan yüklemcil cümleler bir şey iddia ederler, fakat bunu çok özel bir şekilde yaparlar. Dolayısıyla yazınsal yapıtların kognitif bir değeri olduğunu söyleyebiliriz. Bu yapıtlar bize içinde yaşadığımız dünya, bizim bu dünya üzerinde bulunmaklığımız ve bu dünyadaki hayatlarımız hakkında bir şey söylerler. Ne var ki yazınsal yapıtların bize dünya hakkında öğretme şekilleri metin dışı dünyaya direk göndermede bulunarak, bu dünyayı doğrudan işaret ederek olmaz. Metinler bize kendi dünyalarını, metnin quasi-gerçek dünyasını sunarak kendi dünyamız hakkında bir şeyler söylerler. Bu yazıda amacım yazınsal metinlerin bu çok özel gösterme şeklini açmaya çalışmak olacak. Bu amaca ulaşmak için Roman Ingarden’in edebiyat felsefesinde yazınsal yapıt ile olgusal yapıt arasındaki yapısal ve işlevsel farklılıklara odaklanacağım.
Roman Ingarden Quasi-Gerçek Yazınsal Sanat Yapıtı Olgusal Yapıt Gerçeklik değeri
Literary works of art present us a fictional world in which the objects and states of affairs are purely intentional. These objects and state of affairs do not have a correlative in an ontic sphere that is independent from the work itself. However, that does not mean that the sentences in a literary artwork do not have any assertive power. The predicative sentences in a literary artwork assert something in a particular manner. Hence, literary works of art have a cognitive value. They say something to us about the world we live in, about our lives, our being on this world etc. But they do not teach us about the world in a straightforward way by referring directly to the extra-textual world. Rather they teach us by presenting us their own world; the quasi-real world of the text. In this paper I will try to reveal the particular manner by which the literary artworks help us to better understand our disposition through the world. I will achieve this aim by focusing on the structural and functional differences between the literary work of art and the factual work in Roman Ingarden’s literary theory.
Roman Ingarden Quasi-real Literary Work of Art Scientific Work Truth-value.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 14 |