It is important to refer to Husserl as a root of Derrida’s thought in order to understand the nature of his method of deconstruction. At the end of the fifteen-year period during which Derrida worked on Husserl, he took a critical attitude towards Husserl’s original reference to the essential distinction with regard to “sign”. Derrida claimed that binary oppositions are constituted by means of iteration in the origin, and it is an indispensable result, in opposition to Husserl’s claim that there is a univocal origin. Ideal objects are constituted, and infinite iteration is visible in thought. The logocentric philosophy which puts an emphasis on certain ideality is a result of a “supplement” in consequence of an entanglement of non-ideal ones. Relying on this theme, in this study, firstly, the background of Derrida’s work on Husserl will be rendered. Secondly, the main arguments of the book Speech and Phenomena will be discussed. Finally, there is an evaluation of Derrida’s understanding of Husserl, especially, Derrida’s equalization of the concepts retention of the thickness of time, and representation will be considered in reference to Husserl’s On the Phenomenology of the Consciousness of Internal Time, and it is aimed to establish a similarity between Derrida and Brentano who is the mentor of Husserl, and whose thought he is trying to overcome.
Derrida düşüncesinin kökeni olarak Husserl’e işaret etmek, dekonstrüksiyonun doğasını anlamak açısından oldukça önemlidir. Husserl üzerine çalıştığı on beş yılın sonunda Derrida, kendine özgü yöntemini ortaya koyarken Husserl’in gösterge üzerine zorunlu bir ayrım temelinde yaptığı kökensel atfa dair eleştirel bir tutum alır. Derrida Husserl’in iddia ettiği gibi tek bir kökene atıf yapmak yerine, ikili karşıtlıkların kökende sürekli yeniden yapılandırıldığının zorunlu bir sonuç olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. İdeal nesnelerin zihinde yapılandırılması ve zamansallık sonucunda sonsuz bir yeniden tekrar, düşüncenin içinde kendini görünür kılmaktadır. Belirli bir idealliğe vurgu yapan logos temelli felsefe bu şekilde ideal olmayanın “bulaşması” ile her zaman yanında gelen bir “ek” ile malül olacaktır. Bu izlek üzerinden bu çalışmada öncelikle Derrida’nın Husserl üzerine çalışmalarının bir çetelesi çıkarılırken, ikinci olarak Ses ve Fenomen kitabının ana argümanları tartışılacaktır. Son olarak, Derrida’nın Husserl okuması üzerine bir değerlendirme yapılarak, Derrida’nın doğrudan eşitlediği temsil ve zamanın genişliği içinde alıkoyma (retention) fazı Husserl’in İçsel Zaman Bilinci Üzerine Dersler’i çerçevesinde tartışmaya açılacak, Derrida ve Husserl’in düşüncelerini aşmaya çalıştığı Brentano arasında bir benzerlik tespit edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 15 |