About one third of people report recurrent upper abdominal symptoms, mostly defined as dyspepsia and most of applications to primary health centers and internal medicine polyclinics are due to this reason. Although several pathologies may be underlying cause of dyspepsia, most of the time chronic gastritis (CG) and irritable bowel syndrome (IBS) come in front of us. Psychological factors seem to be crucial for development of both. We have taken 187 consecutive patients with upper abdominal discomfort. Endoscopic visualizations performed and sample biopsies have been obtained from required cases. History of antidepressive drug (AD) usage, at least for a period of one year, has been learned. IBS has been diagnosed according to Rome II criteria. Student T test has been used to compare results. Prevalences of IBS and AD usage have been found as 56.84 and 40.27 % in patients with CG, whereas 22.82 and 25.67 % in patients without it (p<0.001 and <0.01), respectively. Similarly, prevalences of CG and AD usage have been detected as 72.00 and 43.54 % in IBS cases, whereas 36.60 and 25.00 % in cases without it (p<0.001 and <0.01), respectively. Again, prevalences of CG and IBS have been found as 64.58 and 56.25 % in patients with AD usage history, whereas 43.87 and 35.71 % in patients without it (p<0.01 in both), respectively. As a conclusion, there are statistically significant relationships between CG, IBS, and depression. Keeping in mind these associations will be helpful during treatment and follow up of these disorders for physicians.
Ortalama insanların üçtebiri, sıklıkla dispepsi olarak tanımlanan, tekrarlayan üst karın rahatsızlıklarından yakınmaktadır ki bu durum birinci basamak sağlık merkezleri ve dahiliye polikliniklerine yapılan hasta başvurularının çoğunun sebebidir. Hernekadar birçok patoloji dispepsinin altta yatan sebebi olabilirse de, çoğu zaman sebep olarak karşımıza kronik gastrit (KG) ve irritabl barsak sendromu (IBS) çıkmaktadır. KG ve IBS gelişiminde psikolojik faktörlerin yeri önemli görünmektedir. Üst karın rahatsızlığı nedeniyle başvuran 187 ardışık hasta çalışmaya alındı. Endoskopik görüntülemeler yapıldı ve parça biyopsileri gereken vakalardan alındı. En az bir yıl süreyle antidepresan ilaç (Aİ) kullanım hikayesi öğrenildi. IBS tanısı Roma II kriterlerine göre konuldu. Sonuçların karşılaştırılmasında student T testi kullanıldı. KG hastalarında IBS ve Aİ kullanım prevalansları sırasıyla % 56.84 ve 40.27 olarak tespit edilirken bu oranlar KG’e sahip olmayan hastalarda sırasıyla % 22.82 ve 25.67 olarak bulundu (p<0.001 ve <0.05). Benzer şekilde IBS hastalarında KG ve Aİ kullanımı prevalansları sırasıyla % 72.00 ve 43.54 olarak bulunurken IBS’si olmayanlarda sırasıyla % 36.60 ve 25.00 olarak tespit edildi (p<0.001 ve <0.01). Yine en az bir yıl süreyle Aİ kullanma hikayesine sahip hastalarda KG ve IBS prevalansları sırasıyla % 64.58 ve 56.25 iken, kullanmamışlarda bu oranlar % 43.87 ve 35.71’idi (p<0.05, herikisi için). Sonuç olarak, KG, IBS ve depresyon arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler mevcuttur. Bu birlikteliklerin akılda tutulması, bu hastalıkların takip ve tedavisinde doktorlar için faydalı olacaktır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mayıs 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Sayı: 010 |