Osmanlı'da mücevher kullanımı son derece geniş bir alana yayılır. Özellikle saray yaşamı söz konusu olduğunda “cevher ile bezenmiş” bir terime de yabancı kalınmayacağı açıktır. Osmanlı'da mücevher, takıdan daha çok saray yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak görülmekteydi. Öyle ki mücevherler, asaletin, gücün, ihtişam ve gösterişin bir ifadesi olarak görülmekteydi. 3 Nisan 1924 yılında, müze olarak kullanılmaya başlanan ve Cumhuriyetin ilk müzesi olan Topkapı sarayı müzesinde olan Osmanlı mücevherleri, kıymetli cevheri ve değerli taşlarla benzenmiş olması günümüzde vitrin ve camla kaplı kaidelerde sergilenmektedir. Bu çalışmanın amacı Topkapı müzesi sergileme mekânı örneği olarak ele alınmış, sergi mekânın yapısı; mücevher sergilemede oluşan sorunlar ve süreç yönetiminde yaşanan sıkıntılar bu müze örneği üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışmamız Topkapı Sarayı ile sınırlı tutulmuştur. Çalışmamızın örneklemini oluşturan Topkapı Sarayı ile ilgili literatür çalışması yapılarak elde edilen bilgiler çalışmamızda toplanmıştır. Öyle ki çalışmamızdaki veriler ışığında çalışmamız, müzelerde ürün sergilemede oluşabilecek sorunların önüne geçmesi açısından katkı sağlayacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Müze Eğitimi, Güzel Sanatlar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 3 |