The Europeanist policies of Poland date back to the 1569 Lublin Union
and the 1918 Prometheism doctrine. Based on the state tradition, Poland has
developed his own Europeanist policies in a unique way for centuries. If consider
the period of 1930s, it is possible to see that the tendency towards Europeanism,
which is maintained in parallel with the policies of containment of Russia by
Poland, is in trend again with the policy of Intermarium. With the strengthening of
the workers' movement and sovereignty in the 1980s, the Europeanist tendency has
gained a new dimension and has resulted in the goal of membership in the European
Union. Poland joined the European Union in the framework of the 5th enlargement
in 2004 as a result of its integration policies with the European Union launched in
1989. The work of Lech Wałęsa, Aleksander Kwaśniewski, Donald Tusk and
Radosław Sikorski for the European regional integration process is considerably
important and effective. With the membership of the European Union, Poland has
actively undertaken integration policies in Eastern Europe and has suggested the
Eastern Partnership strategy within the scope of the European Neighborhood
Policy. Poland supports the Europeanist line in Ukrainian foreign policy, but works
steadily to intensify contacts with Ukraine and continue bilateral negotiations. If
analyze through the Orange Revolution and the Euromaidan movement, democratic
Ukraine, which will prefer the Europeanist orientation, is seen as a guarantor
country for the security of the Polish state. On this basis, Poland is an important
ally in the relations with the West for both the Ukrainian state and the Ukrainian
society.
Polonya’nın Avrupacılık politikaları, 1569 Lublin Birliği ve 1918 Prometheism
doktrinine kadar uzanmaktadır. Devlet geleneğinden yola çıkarak Polonya,
yüzyıllardır kendine özgü bir şekilde Avrupacılık politikalarını geliştirmiştir.
1930’lar dönemini ele aldığımız zaman, Polonya için Rusya’yı çevreleme
politikalarına paralel sürdürülen Avrupacılık eğiliminin Intermarium siyasetiyle
tekrar revaçta olduğunu görmek mümkündür. 1980’ler işçi hareketinin güçlenmesi
ve egemenliğin sağlanmasıyla birlikte, Avrupacılık eğilimi yeni bir boyut kazanmış
ve Avrupa Birliği’ne üyelik hedefiyle sonuçlanmıştır. Polonya, 1989’da başlatılan
Avrupa Birliği ile bütünleşme politikalarının sonucu olarak, 2004’te 5. Genişleme
çerçevesinde Avrupa Birliği’ne katılmıştır. Avrupa bölgesel bütünleşme süreci
açısından Polonya siyaseti adına Lech Wałęsa, Aleksander Kwaśniewski, Donald
Tusk ve Radosław Sikorski’nin çalışmaları azımsanmayacak derecede önemli ve
etkilidir. Avrupa Birliği’ne üyelik kazanmasıyla birlikte, Polonya aktif bir şekilde
Doğu Avrupa’da bütünleşme politikalarını üstlenmiş ve Avrupa Komşuluk
Politikası kapsamında Doğu Ortaklığı stratejisini ileri sürmüştür. Polonya, Ukrayna
dış politikasında amaç olarak Avrupacılık çizgisini desteklemekle birlikte, Ukrayna
ile temasları yoğunlaştırmak ve ikili görüşmeleri sürdürmek için istikrarlı bir
biçimde çalışmaktadır. Ukrayna kamuoyundaki hâkim görüşe göre, Polonya ve
Litvanya, Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ndeki temsilcileri veya bir başka deyişle
‘avukatları’ olarak kabul edilmektedir. Turuncu Devrim ve Euromaidan hareketi
üzerinden bir değerlendirme yapılırsa, Avrupacılık vektörünü tercih edecek
demokratik Ukrayna, Polonya devletinin güvenliği açısından garantör bir ülke
olarak görülmektedir. Buna karşılık Polonya, gerek Ukrayna devleti gerek Ukrayna
toplumu için Batı ile ilişkilerinde önemli bir müttefiktir.
Avrupa Birliği Polonya Ukrayna Prometheism Avrupacılık European Union Poland Ukraine Europeanism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 2 |
Diplomasi ve Strateji Çalışmaları Derneği kurumsal yayınıdır.