Fransız idare hukukunda, idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların
çözümü konusunda son yıllarda oldukça önemli ve köklü içtihadi değişikler
yaşanmaktadır. Söz konusu yeni içtihada göre, akdedilen bir idari sözleşmeden
veya onun bazı hükümlerinden dolayı hakkının ihlâl edildiğini açık ve kesin bir
şekilde ortaya koyabilen üçüncü kişiler de artık dava açabilecektir.
Oysa geleneksel olarak, yalnızca sözleşmenin tarafları sözleşmemin
geçerliliğini sözleşme hâkimi önünde dava konusu yapabilmekteydi. Nitekim
Conseil d’État, 4 Ağustos 1905 tarihli “Martin”
kararıyla üçüncü kişilerin doğrudan idari sözleşmeye karşı dava
açamayacaklarına, yalnızca idari sözleşmeden “ayrılabilir” nitelikte olan işlemlere karşı dava açabileceklerine
karar vermiştir. Söz konusu işlemler, idari sözleşmenin akdedilmesi veya
uygulanması sırasında sözleşmenin taraflarından olan kamu idaresince tek
taraflı olarak gerçekleştirilen işlemlerdir.
Fakat bu karara göre, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi,
otomatik bir şekilde uyuşmazlık konusu sözleşmenin geçersizliği sonucunu
doğurmamaktadır. Ayrılabilir işlemin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen
sözleşme geçerliliğini korur. İptal kararının sözleşme üzerindeki etki ve
sonuçlarını değerlendirmek yetkisi, sözleşme hâkiminin denetimi altında olmak
kaydıyla, sözleşmenin tarafı olan idareye aittir. Bu sebeple, bu içtihadi çözüm
uygulamada birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Bununla birlikte, idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü
meselesi, 2000’li yıllardan itibaren gerek kanun koyucu tarafından yapılan
düzenlemeler ve gerekse yargısal içtihatlar ile köklü değişikliklere
uğramıştır.
Örneğin ihale ve sözleşmenin imzalanması sürecinde bu “süreçten dışlanmış olan üçüncü kişilere” doğrudan sözleşmeye karşı
dava açabilme imkânı tanınmıştır. Bu aşamalarda gerçekleştirilmiş olan tek
yanlı idari işlemlerin ve akdedilmiş olan sözleşmenin iptali, référé précontractuel ve référé contractuel denilen yargısal
başvuru yolları ile sağlanmaktadır.
Yargısal içtihatlara gelince, Conseil d’État 16 Temmuz 2007 tarihli “Société Tropic Travaux Signalisation Gaudeloup” kararıyla ilgililere yeni bir başvuru yani dava hakkı tanımıştır. Bu başvuru yahut dava yolu ile
ihale ve sözleşme sürecinden dışlanmış olan kişiye, zararının tazmininden
başka, doğrudan doğruya sözleşmenin geçerliliğini de dava edebilme imkânı
sağlanmış bulunmaktadır.
Conseil
d’Etat bu içtihadını 4 Nisan 2014 tarihli “Département
de Tarn-et-Garonne” kararıyla daha da ileri bir noktaya götürerek, bu hakkı
yalnızca ihale ve sözleşme sürecinden dışlanmış olan kişilere değil ve fakat
bunların dışında kalan üçüncü kişilere de teşmil etmiştir.
Bundan
böyle, üçüncü kişiler, doğrudan sözleşmenin kendisini veya sözleşmenin
bölünebilir (divisible) yahut
sözleşmeden ayrılabilir nitelikte olmak kaydıyla bazı hükümlerini dava konusu
yapabileceklerdir. Ancak, sözleşmesel ilişkilerin korunabilmesi adına, bu
çerçevede açılabilecek davalar için Conseil d’État bazı sınırlamalar
getirmiştir.
Aynı
şekilde, Conseil d’État’nın eski içtihadına göre, sözleşmenin hukuka
aykırılığı, otomatik olarak sözleşmenin geçersiz (hükümsüz) sayılması sonucuna
gerektirmekteydi. 2007 tarihli “Commune
de Béziers” kararıyla, Yüksek Mahkeme bu konudaki içtihadını değiştirmiş
bulunmaktadır. Buna göre, her hukuka aykırılığın sözleşme üzerinde bir etkisi
yoktur. İkincisi ve daha önemlisi, hâkim verdiği kararın etki ve sonuçlarını
tayin edebilir. Yani bunların sözleşme üzerinde yaratacağı sonuçları ayrıca
kararlaştırabilir. Bu, her hukuka aykırılığın, otomatik olarak sözleşmenin
geçersiz (batıl, hükümsüz) sayılması sonucuna götürmeyeceği anlamına
gelmektedir. Buna göre, hukuka aykırılıkla malûl olsa da, sözleşme
geçerliliğini koruyabilir. Gerçekten, hâkimin bu konuda verebileceği kararlar
oldukça çeşitlenmiştir. Bu çerçevede, hâkimin elinde, sözleşmenin olduğu gibi
veya bazı düzeltici önlemler alınmak suretiyle devamına karar verilmesinden,
sözleşmenin hükümsüz sayılmasına (iptaline / butlanına / annulation) yahut feshine (résiliation)
karar verilmesine kadar uzanan karar seçeneklerinden oluşan geniş bir yelpaze
bulunmaktadır.
Conseil
d’Etat, sözleşme hâkiminin yetkilerinin yeniden tanımlanmasına ilişkin olarak
2007 tarihli “Commune de Béziers”
kararıyla başlattığı içtihadını 2011 tarihli “Commune de Béziers” kararıyla devam ettirmiştir. Bu karar ise,
sözleşmenin feshine ilişkin kararın dava konusu yapılması halinde sözleşme hâkiminin
verebileceği kararların neler olabileceğine ilişkindir. Bu kararın kabulüne
kadarki uygulamaya göre, sözleşmenin feshinden dolayı davacı yalnızca uğradığı
zararın tazmini için dava açabilmekteydi. Gerçi bundan böyle de hâkim
sözleşmenin feshine ilişkin kararın iptaline yine karar veremeyecek, ancak
tazminat talebinin kabulü dışında, sözleşmenin devamına da karar
verebilecektir.
idari sözleşmeler sözleşmenin tarafları üçüncü kişiler başvuru direktifleri Fransız Danıştayı
En droit administratif français, le contentieux lié aux contarts
administratif a connu, au cours des dernières années des évolutions profondes
jurisprudentielle. Selon cette novelle jurisprudence en cause, tout tiers à un
contrat administratif susceptible d’être lésé dans ses intérêts de façon
suffisamment directe et certaine par sa passation ou ses clauses est recevable à former un recours.
Or, traditionnellement, seules les parties au contrat étaient habiles à
contester directement la validité de contrat administratif devant le juge du
contrat. En vertu de son arrêt “Martin”,
date de 4 août 1905, Conseil d’État a decide que, les tiers au contrat ne
pouvaient à pas attaquer directement un contrat administratif. Ils pouvaient
seulement exercer un recours contre les “actes détachables” du contrat, à savoir les décisions
administratives unilatérales adoptées par la personne publique pour la conclusion
du contrat ou pour son exécution.
Mais, selon cette décision, cette annulation en cause n’impliquait pas
nécessairement la nullité du contrat, en question. L’annulation de l’acte
détachable laissait subsister le contrat et il appartenait à l’administration,
sous le contrôle du juge, d’apprécier les conséquences de cette annulation.
Pour cette raison, cette solution jurisprudentielle, a souleve moult
difficultés, en meme temps, en pratique.
Néanmoins, le contentieux des contrats administratifs a fait, depuis le
début des années 2000, l’objet de plusieurs changements fondamentales, soit de
la part du juge administratif, soit de la part du legislateur.
Par exemple, le législateur a ouvert de nouvelles voies de contestation
directe du contrat au profit d’une catégorie particulière de tiers, le “concurrent évincé”. Ce sont les procédures dites de “référés précontractuels” et de “référés
contractuels”, permettant d’obtenir l’annulation de la procédure de
passation ou du contrat.
Quant à la jusisprudence, le Conseil d’Etat a institué
un nouveau recours par sa décision “Société
Tropic Travaux Signalisation Gaudeloup”, date de
16 juillet 2007. Gràce à cet recours, le concurrent évincé est admis à
contester la validité d’un contrat tout en demandant en sus des dommages-intérêts.
Par sa décision, date de 4 avril 2014, dit “Département de Tarn-et-Garonne”, le Conseil d’Etat a complété ce
mouvement jurisprudentiel en ouvrant le recours direct contre le contrat non
pas seulement aux candidats évincés mais aussi à tous les tiers.
Désormais, tous les tiers
pourront attaquer directement le contrat ou certaines de ses clauses. Afin de
préserver la stabilité des relations contractuelles cependant, le Conseil
d’Etat encadre cette nouvelle voie de recours dans ses modalités.
De même, selon l’ancienne jurisprudence de Conseil d'Etat, l’illégalité ou
bien l'irrégularité d'un contrat, entrainait automatiquement la nullité de
celui-ci. Avec l’arrêt “Commune de
Béziers” de 2007, la Haute juridiction a revenue sur sa jurisprudence. Selon
la nouvelle jurisprudence, dorénavant toutes les illégalités ne peuvent être
invoquées. Surtout, la Haute juridiction reconnait, à présent, au juge en cause
la possibilité de moduler les effets sur le contrat de l’illégalité commise.
Cela signifie qu’une irrégularité n’entrainera plus automatiquement la nullité
du contrat. En effet, le juge administratif dispose désormais d’une palette de
pouvoirs élargie, allant de la décision de poursuivre le contrat, le cas
échéant avec des mesures de régularisation, à son annulation, en passant par sa
résiliation.
Avec sa décision de “Commune de
Béziers” de 2011, le Conseil d’Etat poursuit le mouvement, amorcé en 2007,
de remodelage des pouvoirs du juge des contrats. Cet décision, concerne le juge
des parties au contrat en ce qu’il a à statuer sur une mesure de résiliation
d’un contrat administratif. Jusqu’à cet arrêt, la seule option pour le
requérant était de déposer une demande d’indemnité. Dorénavant, le juge peut,
non annuler la décision de résiliation, mais ordonner la poursuite des
relations contractuelles ou bien allocation d’une indemnité.
contrats administratif parties contractantes tierces personnes directives recours Conseil d’État
Konular | Hukuk |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 21 Sayı: 35 |