Hz. Ömer döneminde fetihlerin hızlanması ile devletin sınırları oldukça genişlemiş ve Müslümanlar fethedilen bölgelere şehirler kurup askerleri buralara yerleştirmişlerdir. Askeri olarak kurulan bu şehirlerden bazıları zamanla gelişerek dönemin büyük kentleri konumuna gelmişlerdir. Askeri olarak kurulan Basra, Kûfe ve Fustat daha sonra kurulan İslâm şehirlerine örnek teşkil etmeleri bakımından son derece önemlidir. Basra kuruluşundan itibaren önemini yitirmeden bugüne kadar gelmiştir. Ancak Kûfe ve Fustat için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Kûfe, Hz. Ömer’in emriyle Sa’d b. Ebû Vakkas tarafından kurulmuştur. Hz. Ali’nin hilafeti buraya taşıması ile şehrin önemi artmıştır. Emevîler’in doksan yıllık hâkimiyetinde valiler Kûfe’yi genellikle olağanüstü şartlarda yönetmişlerdir. Abbâsîler döneminde yirmi yıl başkentlik yapmıştır. Halife Mansûr döneminde Bağdat’ın kurulması ile hilafet merkezi buraya taşınmış ve Kûfe önemini yitirmeye başlamıştır. Kûfe birçok etnik unsurun birlikte yaşadığı kozmopolit bir kent özelliği taşımaktaydı. Nüfusun çoğunluğunu Irak’ın fethine katılıp daha sonra buraya yerleşen Yemen kökenli Güney Arapları oluşturmaktaydı. Kuzey Arapları ise yönetimdeki tek hâkim unsurdu. Kuzey ve Güney Arapları arasındaki İslâmiyet öncesine dayanan husumet burada da kendini gösterdi ve Kûfe’de başlayıp tüm devleti etkileyen olaylar meydana geldi. Kûfe’de Kuzeyli Güneyli çekişmesi dışında bir de mevâli sorunu vardı. Emevîler sonradan Müslüman olan bu kesime Arap olmadıkları için ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmıştı. Müslüman oldukları halde onlarla eşit haklara sahip olamayan bu kesim Emevîler’in sonunu getirmişti. Zira Abbâsî devletinin kurulmasına mevâli denen bu grup zemin hazırlamıştı. Kûfe’de yaşayan bu farklı etnik unsurlar arasında meydana gelen olaylar devleti de olumsuz etkiliyordu. Kûfe’de başlayıp tüm devleti etkileyen bu olaylar birçok çalışmaya konu olmuşken, bu olayların nedenlerini inceleyen müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Tanıtımını yapacağımız İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez’in Bedevîlikten Hadarîliğe Kûfe adlı eseri Kûfe’deki bu çatışmaların sebeplerini inceleyen son derece önemli tespitlerin yapıldığı bir çalışmadır.
With the acceleration of the conquests in the period of the second caliph Omar the borders of the state expanded considerably and Muslims established cities in the conquered regions and placed their soldiers there. Some of these cities, which were established as military, developed over time and became the great cities of the period. Among the first cities established for military purposes, Basra, Kûfa and Fustat are extremely important as they set an example for the later Islamic cities. Basra has come to this day without losing its importance since its establishment. However, it is not possible to say the same for Kûfa and Fustat. Kûfa was founded by Sa’d b. Abi Waqqas by order of Omar. The importance of the city increased with caliph Ali’s moving the caliphate here. During the ninety year rule of the Umayyads, governors generally ruled Kûfa under extraordinary conditions. It was the capital city for twenty years during the Abbasid period. With the establishment of Baghdad during the reign of the caliph Mansur, the center of the caliphate was moved here and Kûfa began to lose its importance. Kûfa was a cosmopolitan city where many ethnic elements lived together. The majority of the population consisted of Southern Arabs of Yemen origin who participated in the conquest of Iraq and settled there later. Northern Arabs were the only dominant element in the administration. The pre-Islamic enmity between the Northern and Southern Arabs manifested itself here as well, and events that started in Kûfa and affected the whole state took place. Apart from the North-South Arab conflict in Kûfa, there was also the problem of Mawali. The Umayyad treated this group of Muslims as second class citizens because they were not Arabs. This group, who could not have equal rights with them even though they were Muslims, brought the end of the Umayyads. Because this section had prepared the ground for the establishment of the Abbasid state. The events that took place between these different ethnic elements living in Kûfa had a negative impact on the state. While these events, which started in Kûfa and affected to whole state, have been the subject of many studies, no independent study has been conducted to examine the causes of these events. The work that we are going to review is a study that examines the causes of these conflicts in Kûfa, in which extremely important determinations are made.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap İncelemesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 8 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Düzce İlahiyat Dergisi, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.